25 Ekim 2011 Salı
Canım feda sana Adanalı.
Sahadaki ben Hasan şaş'tır. Onun bakışlarından alırım ben adana havasını. Topu sürüşünden bellidir sevginin oluşturduğu hırsı. 00/01 sezonunda içerde ankaragücü'ne yenildiğimiz maç sonrası sevindiğini zanneden fenerbahçeli taraftarlara tekme tokat dalışını unutmadık, nasıl unuturuz ki o bizden biri. ''Adanalı'' diye adlandırılan saçma sapan bir kalıbı kırıp bildiğinden şaş'madan efsane olan bir biz o. dünya kupasının ardından fatih terim'le beraber yapılan basın toplantısında kendisine yöneltilen ''karakterin belli, sence inter'de oynayabilir misin?'' sorusuna attığı bakış, boğazına düğümlenen hıçkırık, fatih terim'in ''iş kişisel sorulara bindi, bitiriyoruz'' deyişi, ben unutmam hasan'ım, sen benim efsanemsin. Kendisi hakkında galatasaray sözlükte yazdığım entryleri yazayım buraya, okumamış olan varsa. Yedek kulübesinde seni her gördüğümde gözlerim farklı bakıyor ekrana hasan. iki hafta önce bursa'ya baroş golü attıktan sonra ben kahvede sevinçten sandalyeyi arkama fırlatmış, bir yaşlı adamın üzerine atmıştım bilmeyerek. o adam bana isyan ederken gözüm ekrana döndüğünde senin imparator ve davala'nın üstüne sıçrayışını gördüm ya, adama verdiğim cevap ;'' ne yapim dayı be, galatasaray, affet. '' di. Senin de o sevincinin adı, ''ne yapayım lan galatasaray'' olduğunu adım gibi biliyorum ben hasan'ım.
''...6-0 yenildiğimiz maçın devre arasında durum 2-0 aleyhimize iken takım soyunma odasına doğru yola koyulmuştu, hasan şaş da zombi gibi soyunma odasına giden futbolcularımıza yumruklar savurmuş, istikametlerine su şişeleri fırlatmış, ayaklarını rakibine koşmadan önce yere vuran boğa gibi yere vurmuş ve '' ne bu haliniz, 2-0 daha durum, pes mi edeceksiniz. kendinize gelin lan. '' diye bağırmıştı.''
''9 kasım 2002'deki adanaspor galatasaray maçı günü geldiğinde 13 yaşımdaydım, gene evden kaçtım maça, iskenderun'dan adana'ya. üç gün önce fenerbahçe'den 6 yemiştik, okula diye çıkıp gidememiştim ertesi gün okuluma. 6 değil 16 yesek gene giderdim ama galatasaray'a, umrumda değildi hiçbir şey. kalabalık galatasaray taraftarının arasında kısacık boyumla maçı tam olarak izleyememiş olsam da sahaya herşeyini sermeye çalışan hasan şaş'ın direkte patlayan topunu görmüştüm. arif'in direkten dönen topunu da maçtan sonra bana küsmüş ses tellerim anlattı, öyle gördüm. ikinci yarının başında golü atsın maçı alsın diye giren cristian da üzmüştü oruç ağızlı iftarı sadece suyla yapmış bünyemi. gene tek avuntum hasan şaş'ımdı. gözlerimin önüne getirdin üç gün önce ezeli rakibinden yarım düzine gol yiyen takımını biraz olsun canlandırabilmek için sevdiklerinle ettiğin kavganı hasan, üç gün sonra hemşerilerinle devam ettin kavga etmeye sahada. kim için? önce forman, sonra benim için, taraftarın için. ben nasıl sevmeyeyim seni hasan? bir diğer gün tuttuğum oruç allah için değil, senin içindi hasan. bu takımı bana daha çok sevdirdiğin için.''
''erkeklerin mahalle maçlarında top oynayış şekillerini yeşil sahalara taşıyan adam. hasan şaş'ın eski maçlarını izlerken dikkat edin, diğer futbolculardan farklıdır oyun stili, dünyada eşi benzeri yoktur çünkü o futbolun en saf halidir. onu izlerken muhakkak aklınıza mahalle maçlarında takımın abisi rolündeki çalım delisi, maç içinde kızdığınız ama maçtan önce ve sonra en güvendiğiniz, en sevdiğiniz arkadaşınız aklınıza gelir.''
Bu Ali sana kurban olsun Hasan Gökhan Şaş.
Gönderen
Futbol Vandalı Bodom
zaman:
02:15
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
1 yorum:
ağlattın be bodom :(
Yorum Gönder