22 Mart 2012 Perşembe

Gerçek Aşk




İşte aşkın en güzel hali. işte çift gibi çift. Buca hancı kafede oturup karşılıklı iskambil oynayan bu abi ve ablamız yok olmaya yüz tutan sevgi bağının kopmaz neferidirler. Her Türkiyeli iskambil oynamayı bilerek doğar, ama sonra bunun kıroluk olarak algılandığını düşünüp oyunları unutur. Ama bu asil çiftimiz olması gereken gibi yaşayıp bizlerin görmek istediği sahneleri bize gösterdiler. teşekkür ediyor, genç nesillere örnek olmasını diliyoruz. Twitter'dan birbirine gone with the sin şarkısını yollayarak değil 66 oynarken kadınına oyunu vererek sevgisini gösteren bu insanları daha samimi buluyoruz. Zaten şu şekilde sigara içerek kağıt oynayan bir adam ellerinde güllerle değil bu bahsettiğim şekilde gösterir sevgisini :(

Sizin neyinize ?


Ali Ece'li arçelik reklamını bilirsiniz, ben yeni öğrendim. Bir grup dilenci evde dekoder yok, napacaz derken kahveye gitmeyi düşünüyorlar ama çok kalabalık diye geri dönüyorlar kahveden vesaire vesaire.

Sizin neyinize ki kahveye gitmek? Kendimi bildim bileli giderim, sizin gibi adamlar görmedim hiç kahvede. Orda six pack millerlarla, dominos pizzalarla maç seyredileceğini mi sandınız da geri dönüyorsunuz. Zaten kahvede konfor arayarak baştan yanlış yaptınız dilolar. Oranın güzelliği bu zaten, kalabalık olması. Bu reklamlar ve bu kendini futbol yıldızı zanneden insanlar yüzünden futbol ölüyor agalar.


SİZDEN NEFRET EDİYORUM.


20 Mart 2012 Salı

Utancın resmi



Eriyem yar eriyem ben derdiyden eriyem, sen sözide durursay ben sözümün eriyem ha ben sözümün eriyem. Şu an dinlediğim şarkı yüzünden yazdım bunu. #nowlistening. Söyleyeceğim şu; iki çeşit insan var, biri soldaki gibi adam gibi adam, diğeri de zehir saçarak insanları etki altına alan böcekdem.


- Biri halı sahaya Dellas formasıyla gelir, diğeri Farfan formasıyla. LEVENTDEM'in sendikada varlığından utanıyoruz.

- Biri kahve kültürünü bilir, diğeri starbucks'larda çalan tüm şarkılara eşlikeder. UTANÇ 2.

- Biri Ahmet Kaya çalmayan yere girmez, diğeri bindiği arabada ilk söylediği şey ''Radyo Eksen yok mu ya Simon and Garfunkel çalıyordur belki''dir. SKANDAL AQ.

- Birinin çocukluğu Karlıtepe'de bir çocuğa çıkan togepiyle uğraşmakla geçmiştir, diğeri Disneyland'a gitme hayaliyle lunaparklarda atlı karıncaya binmiştir.

- Biri kızlar ANFAROV eder korkusuna yenik düşmemiştir, diğeri kızlar ne der sonra diye uyarıp feysbukta yorum sildirir.

- Biri iki yaşında sigara içen hintli çirkin bebektir, diğeri kurbağa tulumu olan şeker bebektir.

- Biri Rasim Ozan Kütahyalı'dır, diğeri Tanıl Bora.

- Biri elmalı şeker satan çocuk, diğeri pamuk şeker isteyen bücürdür.

- Birine gel dersin niye demeden gelir, diğeri ''normal arkadaşlar''ından zaman kalırsa ayda bir defa gelir, on dakika kalır gider.

- Biri yunan ligini bilir, diğeri Livorno'nun 97 kadrosunu saymakla övünür.

- Leyla ile Mecnun'dan nefret ediyorum.

- Biri bizden biridir, diğeri bizden görünerek pirim yapmaya çalışan ötekidir.

- Biri ayak kıran stoperdir, diğeri altı pasta pas vermeye çalışan am/rlc'dir.

- Biri amatör kümede futbol emekçisidir, savunma futbolunun yükselmesi için çalışır. diğeri futbolun beşiği alsancak stadyumuna 5 dakika mesafesinde bulunmasına rağmen gelmez.

- Biri çay bardağında yaptığım kahvenin değerini bakışlarıyla verir, diğeri sırf laftır. Beğenmesen bile kana kana içecen aq.

- Buğsaşspor > Tottenhamspor.

- Biri idealisttir, biri her yolcudur.


LEVENTDEM'İ SEVMEYİN. SEVENLERİ UYARIN.

16 Mart 2012 Cuma

Acı Gerçekler



Ilık bir Mart akşamı, kediler için toplu seks ayının soğuk günlerinde pes'e gitmek için ben Cesena'yı aldığımda ''ya sikerim düzgün bi takım al aq'' demeyecek bir adam ararken Twitter'ın sahte hayatlar bulutunun arasında bir ich tweeti gördüm. Normalde böyle bir şeyi okumam ama ''samimi'' lafının hatrına 7. deneyişimde (bu yazıyı yazmam için okumam lazımdı) okudum. Bu bizimle hiç bir alakası olmayan, film senaryosu gibi öyküyle alakası olmayıp da öyleymiş gibi davranan yalan rüzgarlarını durdurmayı kendime görev bildim. yazı bu;

http://www.yazihaneden.com/2012/03/sebebin-ardindaki-sebep-kendine-has-bir-internet-sitesinin-tarihine-giris/



Sabah kalkıp kahvenin içerisine kanyak, viski, votka doldurup iki dakikada sıçıp yarım saat kitap okumak falan. Californication dizisindeki Hank Moody değil mi bu bahsedilen? Güneşli bir Los Angeles sabahında malibu sahiline bakan evinizde baksırınızla yürüşe de gidiyosunuzdur çok samimi geliyorsa. Hadi bu yazıyı yazan adam böyle bir hayat geçirmiştir, yaşamıştır, benim sorunum bu değil. Ulan hiç biriniz mi sabahın köründe elektrik saatini ölçmeye gelen adamın ziline uyanıp kapıyı açtıktan sonra ''elektiriiik'' sesiyle güne başlamadınız. Bir tek biz mi böyle hayat yaşıyoruz. Hepiniz mi kuulsunuz müdür ya? Nasıl oluyor da çok samimi oluyor bu?

İçkiye askerde alışmış kahramanımız. Karı kız trafiğinden de sıkılmış. Kedileriyle birlikte bira içip takılıyolarmış. Sabah uyandığında meme uçları karşılıyormuş da tüm gün didişip sevişiyorlarmış falan. Tom Waits eşliğinde Bukowski okuyormuş, sorumluluk almak istemiyomuş 30 yaşında olmasına rağmen. Askerde nasıl içki içiyon ya? Er ve erbaşlar giremez yazısının korkutucu unsurunu görmüş bizler bu hayali 31 çekmeye kanmayız. Ayrıca da ne yani bir tek bizim evimizde mi çalıyor Cengiz Kurtoğlu? Bizim niye böyle arkadaşlarımız olmuyor bilmiyorum ki. Burada uyanan ''Ali kalk ekmek al gel aq sigara bitti acıktım'' diyor. Bir tek bizim yazıldığımız hatunlar mı naz ediyor, sabahları bizim gömleğimizi giyip kahvaltı hazır demiyor anlamıyorum ki :( Benim gömlekler tişörtler okulda hiç tanımadığım kişilerin üzerinde, kanka bu benim değil mi aq derim hee diye cevap verirler. Lütfen samimiyet çok önemli. Böyle saçma laflarla toplumu kandırmayın, peşinizden sürüklemeyin.


Kankası Oğuz, kahramanımıza maaş bağlamış boş durmasın diye ki kendisi Bilgi Üniversitesi'nin başkanıymış falan. LAN BİR İNSANIN KANKASI NASIL ÜNİVERSİTENİN SAHİBİ OLUR? Bir tek bizim arkadaşlarımız mı belalı, otlakçı. Bir insanın kankası üniversite öğrencisi olur, kira veremez evden atılır. Kavga çıkar yanında dayak yersin, azmıştır herhangi bir kızı ayarlamaya çalışırsın ona. Bu. Kankanın üniversitesi varsa tabi sorumluluk almazsın aq niye alacan ki? Bizim kankalarımız üniversite öğrencisi, seninki üniversitenin sahibi.


Sabah bi bakmış yanındaki hatun çok şekermiş, sabah postasını çok severmiş kaymış bi posta falan. Bu ne birader? Biz ergenlik sonrası yüzüne bakamadığımız teyzelere sahip adamlarız. Bu işin bir adabı yok mu yahu? Biz AKDEM'den böyle görmedik başkanlar. Bu samimiyetsiz samimiyete de karşıyız. Sabah postası falan. Kızlar bunu okuyunca niye iğrenç erkekler demiyorsunuz? Kız arkadaşı beni seviyor musun diye soran Adanalı'nın, amına bile korum diye cevap vermesi ile bu sabah postalarının farkı var mı size göre? Var tabi, bu adamlar snob, film tadında. Yerim sizi. siz sevişirsiniz(making love) biz sikişiriz değil mi? :(


Kahramanımız sarhoşluğu zamparalığa çevirmiş, o sıra sevgilisinden ayrılmış soluğu onun sayesinde New York'ta almış ve bu nedenle kıza minnettar. Ee bu ne şimdi? Ciddi söylüyorum böyle ayrılık yaşayabilmek için varsa başlayacak aşklarımdan vazgeçebilirim. Şu ayrılığın güzelliğine bakar mısın ya. Güzel senaryo dilo, hayallerine, tumbuluruna ekle bunla ilgili bir şeyleri. Biz ayrılınca ocak başında, sokaklarda, evin banyosunda kirli sepetinde sarhoş olup sızalım. Bizim ayrılıklarımız da bu kadar ucuz işte napalım :/


Yüce şahsiyetimiz, ideal yaşamın profili kahramanımız günde 25 bira üstüne sert içki içiyormuş. Her gün. Bak üstat, sen değil, yukarIdan Allah gökyüzüne bir canlı yollasın melek şeytan cin falan, onlar bile içemez günde 25 tane birayı. E zaten siz değil miydiniz bira hammallık diyen, kahveye konyak falan koyan. Nasıl oluyor bu iş ben anlamadım. Uyanın rüyadan.



İŞTE ALT LİG SENDİKASININ HİKAYESİ DE BU YUKARIDA BAHSETTİĞİMİZ SAHTE HAYATLARA, İKİ YÜZLÜ GÖRÜŞLERE İNAT BAŞLADI. AMA BİR FARK VAR, BİZİM HİKAYEMİZ BİTMEYECEK.




15 Mart 2012 Perşembe

Görmek istenilen haber başlıkları


Haftasonu kırıkhanspor - Kastamonuspor maçı oynandı. Alt lig taraftarlarının bildiği sabıkalı bitigen ailesinden abdülkadir bitigen isimli hakem maçı katletti. Söylemek istediğime geliyorum; bu maçtan sonra yerel haberlerde ve forum sitelerinde atılan başlıklardan birkaç örnek yazacam, işte bu cümleler türkiye'de futbol oyanan her günün ertesinde gazetede görmek istediğimiz cümleler. Bu cümleler arttıkça futbol gelişecektir.


''Maçın başlama düdüğünden itibaren verdiği taraflı kararlarla yalnız saha içindeki futbolcuları değil, trübündeki taraftarlarıda kışkırtan, uydurma bir penaltı ile rakibin öne geçmesini sağlayan Sivas bölgesi hakemi Abdulkadir Bitigen, sahaya bir taraftar girdi diye maçıda tatil ederek hakemlik yeteneğinden yoksun olduğunu göstermiş oldu.''

Şu güzelliğe baksanıza. sahaya bir taraftar girdi diye maçı tatil ederek... Girsin adam ne olmuş yani. Soyunmak yerine kendisine saldırdı diye mi iptal etti yani. O stattan kimse soyunarak inmez hocam, ya sana ya rakip futbolcuya saldırmaya iner :/


''Orta hakemin yanlış ve taraflı kararları taraftarları çığrından çıkardı. Taraftar çareyi hakeme öfke göstermek için sahaya inmekte buldu.''

Yazarken zevk aldım valla.


''Taraftarlardan kaçan hakem bitigen soyunma odasına sığındı ve maçı iptal etti.''


Ben o statta maç yaparken rakip liseliler olduğum kaleye torpil atıyolar, bıçak gösteriyolardı ''ya topu ya bu bıçağı içine alırsın kaleee'' diyerek. E siz de benden şölen havasında futbol yandaşlığı beklemiyordunuz umarım :/

Futbol bunlarla güzel işte.

13 Mart 2012 Salı

Şerefsizlerin arasında kocaman bir yürek




Tatar Ramazan filminde ''dağlarda kar olsaydım'' söylemekle olmaz bu iş Kadir İnanır. Söylüyorsan hakkını vereceksin. Yüreğinle çıkıp Mehmet Aslantuğ gibi arkadaşını savunacaktın. Mehmet Aslantuğ lafım sana, oynadığın filmler/diziler hakkında yorum yapmak benim işim değil. Ama o kara gecede çıkıp kendini siper ettin ya Ahmet Kaya'ya vahşice saldırırken köpekler, o günden sonra ölene kadar bizim gözümüzde efsane olarak kalacaksın. Sahte adamlar yerine seni sevdik. İş işten geçti, çıkıp da özür dilemelerinin bir manası yok artık Deli Kadir. Kadir İnanır sen koskoca bir illüzyonsun. Seni ve seni sevenleri sevmiyoruz. Hele ki ''sert adam, anadolu delikanlısı'' imajını somutlaştırmak için seni meşrulaştıran sahte insanları hiç sevmiyoruz.

Ahmet kaya'yı koruyan garsonlardan biri olamadın Kadir. O garsonlar için oradaydı Ahmet abimiz, senin gibiler için değil.

12 Mart 2012 Pazartesi

Ulan Romantik!




Söze nasıl başlayacağımı bilemiyorum, çünkü başımdan aşağı kaynar sular döküldü bu videoyu izledikten sonra. Böyle düğün olmaz olsun arkadaş. Böyle bir girişim de neyin nesidir bana birisi bunun cevabını versin.

Bunlar hep romantik erkeklerin aşkum sana bir sürprizim var minvalinde takılmasından, Mtv my sweet sixteen ile büyüyen kızların altından çıkıyor. Allah sizi ıslah etsin aşk böcekleri. 

Düğün dediğin böyle olmaz. Düğün dediğin mekana gelecek 100 kişiyi listeleyerek değil, hayatında görmediğin yakın-uzak tüm akrabaları çağırmakla olur. Düğün dediğin Dj'in çaldığı şarkılarda rakı içerek olmaz. Ulan hangi denyo elektronik, house, chill out vb şeyler çalarken rakı içer o da ayrı bir mevzu. Düğün dediğin davulla zurnayla olur. Paraları Sheraton'a saçmak yerine, sokakta davulcuya zurnacıya saçıp, küçük veletlerin paraları kapış anını izlemeyi tercih etmiyorsan, o evlilik uzun sürmez yalancı romantik. 

Hadi sokakta yapmadın, düğün pisti diye bir  olgu vardır sevgili abicim. Senin yaptığın gibi, jack daniels ile, j&b ile otelin ortasında koparken olmaz bu işler. Biberonla kokteyl içerek gelinin kız arkadaşlarına sempatik olmaya çalışarak da olmaz. Düğün dediğin pisti olacak, piyanosu değil orgu olacak. O pistin üzerinde koşuşan çocuklar olacak. Dj değil piyanist şantör olacak, davulu, zurnası, elektrosazı olacak. 

Düğünün ortasında gelini öpmek de neyin nesi peki? Bu işe düğün diyen varsa ben bu işte yokum arkadaş. Düğün sokakta olur, olmadı en kötü salonda olur. Yanlışım varsa sendikayı kapatalım, dilenci olalım.

Düğün dediğin işte böyle olur;


Teşekkür Seyfullah ve ekibi, teşekkürler düğünü düğün gibi yaşatanlar!

3 Mart 2012 Cumartesi

Bu fıkranın neyine gülmediniz lan


efsane laz fıkralarından güzel bir demet sundu hasan mezarcı abimiz. biz güldük :(