17 Aralık 2011 Cumartesi

Aşklarımızı yazıya döken adam


Yine senin bilmediğin ama bizim için büyük insanlardan birinin hakkını vermemiz lazımdı, veriyoruz. İngilizce olsun yeter, ispanyolca olsun anlamı farketmez dediğin, ich'in paylaştığı şarkıların sözlerini daha iyilerini yazdı Ahmet Selçuk İlkan, ama bunu yine sadece bizler görebildik. 'Adana'dan boş adam çıkmaz' mottomu da araya sıkıştırarak Ahmet Abi'mizin duygularımızı dile getirdiği sözlerden örnekler vereyim isterdim ama ben çalıp ben dinleyeceğim, o yüzden gerek yok. Biz biliyoruz neler yazdığını. Ben kendim Ahmet Abi'mize şu şarkıların sözlerini yazdığı için teşekkür sunmak istiyorum: Senden bir hatıra bana bu şarkı, bir gün gitsen bile hatıran yeter :( hayatıma bir son vermek istersen, hançere gerek yok, gözlerin var ya :( ayrılmaktan başka yoktu çaremiz, sanma ki bir tanem seni sevmedim :(

Liste uzar, uzatmadan Ahmet Selçuk'tan kendim uyarlamamla bitireyim;

Ben hayat yumağını, sustum sabırla ördüm.
Oysa kısa ömrümde, ben ne dilenciler gördüm.

:(

13 Aralık 2011 Salı

Derbi Çıkışı


İşte yurdum manzaralarından bir görüntü. Simit Sarayı'nın önünde simit satan adam. leventdem'in sermayesine atılmış bir tokat daha. Seni sevmeyenin amına koyim ben dayı.

5 Aralık 2011 Pazartesi

derbi böyle olur.






48 saatten az bir zaman kaldı ve yine zırvalamaya başladılar "dostça geçsin,futbola doyalım" vs...

Ulan siktir git futbola doyacaksan "real-barça" maçı izle amına koyim. Bu sadece bir futbol karşılaşması değil anlayın artık şunu. Hani sen diyorsun ya futbol asla sadece futbol değil o hesap..

Onu bunu geç, ben nasıl unutayım yıllar sonra; Hasan Şaş'ın kafasına atılan yumurtayı? 2001'de taraftarın dev ses kolonlarıyla işkenceye uğradığını? Her şeyi geçtim güzel adam Gerets'in kafasına atılan madeni parayı?

Bütün bunların üstüne hep fener, Sami Yen'e geldiği hafta pompalayın bu sahte dostluk mesajlarını...Yemezler!

Mesajı net bitireyim: Çarşamba akşamı çıkartmayın oradan bu orospu çocuklarını...




1 Aralık 2011 Perşembe

Borges'e cevap



Vakti zamanında borges peygamber sendikaya yorum bırakmıştı. Aklıma düşürdü bugün biri tekrar, cevaplayayım dedim. Kendim zerre değer verdiğimden degil de az-çok takip eden var onlara ayıp olmasın. Yoksa kendisi, bize yazdığı mesajdaki üslubuna bakarsak da ifade ettiklerini az çok tararsak da tartıya koysan bizim için boş oğlu boş çeken biri. 3 ay boyunca da her gün o mesaja cevap gelecek mi acaba diye de eli klavyede beklemiş biridir, bundan da eminim. Aslında o kadar süre de herhangi bir şey yazmamamış olmamamız isabet olmuş. Ne mesajını ne kendisini zerre umursamadıgımız görülmüş. Tabi senin için güzel mastürbasyon olmuştur hazret! degil mi?

Neyse...

Öncelikle içeriğe takılmadan, sadece yorumu yazarken kullanılmış bir iki cümleden bahsetmem lazım çünkü içerik mühim değil, anlaşırız anlaşamayız, ortak kabul ettiğimiz şeyler vardır yoktur, doğruluğunu ya da yanlışlığını kabul ederiz etmeyiz bunlar bir tartışmanın odak noktaları zaten. Ama...

''Kıçından başından anladığınız tek konu da maalasef bununla...''

''Cantona'yı dilinize dolamanız kendinize ve yanlışlıkla yolda orda burda
bunu size açıklama zahmetinde bulunacak olana eziyet daha çok. Gerek yok sevin kendinizi.''

Gibi cümleler yazarak ne tip bir kafa yapısına sahip olduğunu belli etmiş birinden bahsediyoruz. Bıkmadınız hiç biriniz; şu iki cümle, iki farklı tavır öğrenince/yaşayınca tepeye çıkmaya, özgünlük bokuna götünüzü parmaklamaya.

Bırak babacan bu elitist tavırları, senin içinden çıktığın kültür ve kendini yetiştirdiğin sosyal ortam farklı diye, 'modern' diye bir başka türlüsünü hakir görmekten bıkmadın(ız) mı?

Cümleye bak!

''orda burda bunu size açıklama zahmetinde bulunacak...''

Ya hakkaten böyle düşünüyor olabilir misin, bu derece saygısız olabilir misin diye düşündüm baya. Evet olabilirsin sen, çünkü cevaplayamadığın her şeydeki acizlik duygusu; karmaşık cümleler ve başka birinin hiçbir şeyi bilmedigi argümanlarıyla çözülmeye veya çürütülmeye çalışılıyor tarafından. Hadi okuyanı tatmin ettin, hadi beni de, gerizekalı mıyız hakikaten acaba'yı düşünmeye ikna ettin, sen arka planda bunun böyle olmadığını bildiğin halde nasıl bir tatmin yaşıyorsun. Yoksa kendini de mi inandırıyorsun bir insanin bu kadar gerizekalı olabileceğine. İkincisi ise eyvah ki ne eyvah. Bulandığın şey üzerinden hiç temizlenmez.

Sen benim Cantona'yı anlamak istememe, Clough'un ve diger hazretlerin antin kuntin aforizmlarına hiç ilgi duymamama, duyandan da irrite olmamama, 'anlayamıyorsun' gibi ucuz bi silah ile cevap veriyorsan, kusura bakma ama senin algı düzleminde ciddi hasar var demektir. Ama biz senin gibi degiliz, anlamak istersen anlatabileceğimiz zeka ve azmimiz var. Sen yeter ki iste hem de çok farklı öğretme/öğrenme metodları da var, çözeriz.

Eğer ortada bir yanlış anlama/tepeden bakma/küçümseme veya şov varsa bunu yapan sensin. Çünkü senin indirgeye indirgeye tek düze hale getirdiğin, yoldaki çoğu adamın yolda görse tanımayacağı insanların üç beş lafını futbol kuralı, genel-geçer haline getirmene karşı çıktığımızın farkına varmadan konuşan sensin. Buraya gelip de kick&rush'tan bahsedecek durumda olduğun için neyi savunduğumuzun farkında değilsin. Biz zaten kick&ruch v.s. kalıplarına karşıyız. Bu kalıbı bir futbol stili olarak iyi kötü anlatmana karşıyız. Elin ingilizinin kullandığı tabirin, hollandalısının aforizmasının benim amatör ligimde bile bilinmesi gereken olarak nakledilmesine karşıyız. Senin bu küstahlıkla buraya gelip bu lafları bilmeyenlere veya bilse de kullanmak istemeyenlere futbol gerizekalısı muamelesi yapmana karşıyız.

İyi kötü bir blogun var ve eminim ki gayet takip edilen bilgiler veren birisin. İşini severek yapıyorsundur, yazdıkların güzeldir, bilgi verir, şudur budur. bunlar benim umrumda değil. Sende benim aradığım hiçbir şey yok. Ha aradığını sende bulan vardır, o yüzden bu adamı takip etmeyin vs. diyecek/ gelip blogunda sana giydirme derdine düşecek degilim, işin en doğrusu bunun işe yarayacak yöntem olmadığını bilmeyecek seviyede biri değilim.

Bilmediğin çok bariz olduğu için bilgilendireyim; ben sana ve senin gibi bloggerlara hatta sen ve senin gibilerinin mantığına karşıyım. Bu blogun da yazarlarından biriyim, ortada bir ironi yok, tepkimi bu şekilde verebilirdim ancak. Klasik blog figürüne tepki amacıyla yaptım bu işi hep. Senin yaptığın iş doğru, güzel olabilir. Benim sorunum esasen bu da değil. senin yolunda ilerlemek isteyen insanların futbolun içine
sıçtığını düşünüyorum. O yüzden size komple tepkiliyim. Tepkimi de buraya onlarca defa yazdım, ama buraya yazdım. Açıp okuyan, biraz da 2.5 tl veremeyip stada giremediğinden ağaç tepesinde maç izlemişlerin futbolu neden sevdiğini anlayabilen bir insan benim neyi savunduğumu anlayabilir. Sen de anlarsın tabi ki ama işine gelmez. İstediğin platformdan, istediğin üslupla veya gelip burada bizle uğrasabilirsin sorun değil ki zaten üslubumuz az cok belli. Bunlardan gocunmam da çekinmem de. Ama bu zavallı tavırla varabileceğimiz hiç bir köy yolu bile yok. Hele birine nasıl yazı yazmaması gerektiği ile ilgili yön verecek terbiyesizlikte olan birine karşı verecek cevabımız bile yok bundan sonra.


Katılmıyor olabilirsin, yanlış görebiliyor olabilirsin ancak ben futbol statlarında şiddete, profesyönellik dışı şeylere sempati besliyorum. Laf sokmuşsun ya hani git yap ondan sonra yaz falan diye, bunları yapmayan/yapamayan bir kişi bunları zaten yazamaz merak etme. Biraz avam oldu ama senin o iğrenç ve içi boş bilgiçliğine ancak bu şekilde cevap verebilirdim. Bu cevaptan anlayacak adam ancak o şekilde bir şey yazar çünkü; acı sbt.

Ha bi de senin gibi bitireyim;

Adı borges, arkadaşları ona aynştayn diyor!

Berber kültürü yok olmasın


Vur çapayı çapayı
Vur kazmayı kazmayı
Yar başına bağlamış
Oyalı da ipek yazmayı

Diye mırıldanarak içeri saçını jölelemeye giren mahalle delikanlılarının, dükkan dışına asılarak kurumaya bırakılmış delik deşik havluların, yandaki kahveden çay getiren kalfaların ve ''abi hatunla buluşacam'' diyene sıranın tereddüt edilmeden verildiği, yok edilmek zorunda bırakılan mahalle berberlerinin hakkını vermek yine bize kaldı.

Randevuyla tıraş olmaya gitmek de ne zaman geldi bu ülkeye ya. Berbere gidersin, çayını içersin, siyasilere söver, futbolu kurtarır, mahallede neler dönüyor öğrenir tıraşını olur gelirsin. Yüz maskesi yok, limon kolonyası var. Kaçınılmaz ''berber dokundurması'' huylandırır, 3 numara makine başını bulmak için didinen kalfayla neşelenirsin. Kendimi bildim bileli gittiğim berber hep aynı oldu ve şimdiye kadar bir kere bile makinenin başlarını 5 dakika içerisinde bulduklarını hatırlamıyorum. berber ustası askere gitti, evlendi, çocuğu oldu. Kalfa büyüdü, kendi dükkanını açtı ama ne olduysa o makine başlarının nerede olduğu 20 yıldır ilk bakışta bilinmedi. Bence güzelliği bu. Yaşadığım odada koyduğum eşyayı bulamıyorum ben :( sen de odanın dağınıklığından dem vurarak şirin çocuk edalarıyla takipçi arttırmaya çalıştın yeme şimdi bizi dilenci.

Ayarsız şofben saçını yıkarken derini yakar. Sakal tıraşı olurken mahallede kavga çıkar, berber koşar sen suratta köpük üzerinde örtüyle koşarsın. Tıraş biter bozukları çıkarır verirsin, gönlünden ne koparsa bakışı gelir ustadan. Hair designer saçmalığıyla dünyayı verdiğin adamlar taşşağını yesin benim mahalle berberimin aq. Bayram öncesinde berber bomboşken arife gününde sıra bekleyen insandan içeri girememenin verdiği sıkıntıyı sevdik biz berberde. günlük hayatta yaptığımız boşvermenin sonunda gece 1'e kadar çalışan emektar berberin makas tutuşunu sevdik.

Hacı o berber koltuğunda bir şey var, sırrını çözemiyorum. Berber koltuğu > puf. Kuş gibi oluyorum oturduğumda :( aynada baktığım yüze küskünken tıraş sonunda kız istemeye gider gibi bir havaya bürünmek ne hoştur. Aynanın köşesinde ustanın sevdiceğinin fotoğrafı, altında müslüm babanın fotoğrafı, arapça dualar :( Ayrıca ich'in bile bilmediği futbolcu ayrıntılarını berberdeki şalvar altına terlik giymiş amcalardan öğrenirsiniz, acı sbt :(


Müdür saçlar açılmış :( dediğinde sinirlenmiyorum. Lan aynı kafaya her gün bakıyorum ben farkındayım işte söyleme ya.

Sanırım hiç bir berber ustası farkında değil, okuyan varsa lütfen duysun; abiler şu çükünüze sahip çıkın, yaslayıp durmayın bak huylanıyoruz. Bok var gibi olduğun yerde de kesmiyon zaten sağa sola çekip sürttürüyon, olmuyor bunlar. Koltuktan kalkınca müşterilerin titriyor olması soğuktan değil yaslamandan dolayı amına koyim yapmayın lan :(