30 Kasım 2010 Salı

El Clasico'nun Ardından :( - sence hangisi?




En yaratıcı başlığımız böyle olsun. maçla ilgili sadece tek bir analizim var:(

29 kasım 2010 / Barcelona - Real Madrid.
2.gol öncesi barselona 22 pas yapmıştır. tüm blog ve futbol alemi "22 pas abi yaaa" diyerek zevke gelmiştir. Biz de izledik ve hakkını verdik, az da olsa takdir ettik.




13 kasım 2010 / Altay - Giresunspor.

16 pas üstüste pas hatası yapıldı. pas sırası altay-giresun-altay-giresun... diye gitti. 16. kez üstüste yanlış pasın ardından gol geldi. Mucizevi bir şeydi :( 30 saniye içinde tüm pas hatalarında "buraaaak anağaanamınaa...." diye bağıran adam gol sonrası " taşşaklarını yiyim buraaaak" diye 14 sıra öne yuvarlandı. murtakeli zirzoplar sevincten tellere tırmanmıştı. biz altta kalanın canı cıksına yattık... şimdi söyle bakalım hangisi? 22 pas üstüste herkes gol atar. 16 kez yanlış pasdan sonra gol atan bir takım gösterin blogu bırakalım.

ibne basın bunu da yazın

29 Kasım 2010 Pazartesi

Hokey Sadece Hokey Değildir!

NHL dilencileri yoktur sanırım bu topraklarda. Ülkedeki sözde spor kanalları da 7/24 olayının 6/23'ünü futbola dilenerek doldurur. Ntvspor da ayıp olmasın diye amatör spor dallarına az çok girmeye çalışıyor. Onlar da sırf Burcu Esmersoy, Tuğba Dural, Sine Büyüka ve Dilara Gönder 4'lüsünden dolayı izleniyor başka sebebi yok. Ulan banane yelkenden, artistik patinaj yapan skinny erkeklerden. Krikete küfür etmeye bile tenezzül etmiyorum bak. Ama gel gör ki dünya üzerinde milyonların takip ettiği koskoca hokey sporundan zerre haber, görüntü olmuyor.

Adrenalin sporlarını söylüyorsunuz, dağcılık yea, 89723 metrede alyuvarlar açılıyor oh mis gibi dedin daha önce biliyorum. Köpekbalıklarıyla sörf de yaparsın sen değil mi adrenalin manyağı. Ulan NHL izlesen başlı başına adrenalin. 3'er periyod ve 20'şer dakikadan oynanıyor ve her periyotta en az 5 dakika kavga oluyor. Öyle bildiğin futboldaki, basketteki gibi itiş kakış değil. Saydırıyorlar tak tak tak tak diye. Yere düşene kadar da kimse ayırmıyor, ne hakem ne de diğer takım oyuncuları. Bazen kombo yapıp 3-5 kişi bazen de tüm takım giriyor birbirine. Ama sen fox'ta tae kwon do'ya boks'a dilenirsin hiçbirşeysizlikten gecenin bir vakti. Bir maç izlesen NHL'den neler göreceksin bilmezsin. Şunu bir izle ve düşün:



28 Kasım geçesi montreal canadiens - buffalo sabres maçı verdi ama nereden bileceksin. sen bugün oynanacak olan el clasico'ya dilenmeye bir hafta önceden başlamıştın bile. Ekşi'de yorumlarımı ekledim, diğer bir ekşi celebrity'si x factor ile beraber izledik ve o da yorumlarını harikulade olarak yazdı başlığa. Sırf sana da bu güzide sporu sevdirelim diye..

El Clasico demişken sana sadece şunu söylüyorum;

Carey Price > Messi + C.Ronaldo

Ayrıyetten;

Hokey'deki kavgalar > Tüm dövüş sanatları + Rocky 1,2,3,4,5,6

Sözümün bittiği yerdir artık. Nokta.

24 Kasım 2010 Çarşamba

oynayabildiğin futbol, modern futboldur.





Geçtiğimiz haftasonu pazar günü olan maç hakkında karalamadım burayı, çok sinirliydim. şimdi ufak bir kaç kelam edeyim.


yılın 1 ayı hariç geri kalan her haftasonu olduğu gibi iskenderun'da gene efsane bir haftasonu. saat 13:30'da tüm şehir statta, bilet yetişmiyor, statta boş yer yok. rakip ligin 1.si bandırmaspor. maça harika başlıyor iskenderun, golü de buluyor nazım'ın güzel çalışması ve özcan dağ'ın fırsatçılığıyla. ilk yarı bittikten sonra takım kayboluyor sahadan. çünkü kendi oyununu oynamaktan vazgeçiyor, ayağında top çevirerek defans yapmaya çalışıyorlar. işte modern futbola yenik düşmüş bir 2. lig takımının dramı burada başlıyor, 90+5'te yani son dakikada penaltı kararı geliyor namussuz hakemden, ve farka koşacağı maçta 1 puana razı oluyor iskenderun demir çelik. liderlik şansını eliyle tepiyor.


Şimdi modern futbolda topa sahip olacaksın, topu ayağında tutacaksın, topu oynatarak zaman geçireceksin diye birşey yok. oynadığın her futbol modern futbol zaten. böyle zor maçı almak için ne gerekiyorsa yaparsın. morinho'da yaptı, sen de yapacaksın. ama zaten şamil'in ayağına bakan takımda topa vurmayı bilen adam yokken ne sikime salak salak pas yaptırırsın besim hoca? iyi hocasın, karizmatik adamsın, şehir olarak sevdik seni ama bu amına koduğumun modernist uşaklarına sen yenik düşme. 90+5'te, maçın bitmesi için son atağın geçmesi lazımken hala takım salak saçma pas yapmaya çalışıyor. enteresan olan şu; maç devam ederken 90+'lara girildiğinde şamil rakip kale önünde yerde yatıyordu, nazım ortasahada yerde yatıyordu. sanmayın sakatlıktan, yorgunluktan. ee amına koduğumun adamları ölmüş zaten daha ne pası, vur rakibe, vur topa şişir, at taca, yat yere. çok mu zor amına koyim ya. bu şehirin tek aktivitesi bu futbol besim hoca! bank asyaya çıkmak için neler vermez o adamlar. yukarıdaki fotoğraftaki statta büyümüş veletler. sense hala yarrak var gibi modern felsefeye yenik düşmüşsün. sen böyle değildin besim hoca, titre ve kendine dön allah için.


tekrar ediyorum; OYNAYABİLDİĞİN HER FUTBOL, MODERN FUTBOLDUR.


Sanki barcelona 2 senedir böyle oynuyor aq. rıdvan gibi 2 sene önce barça keşfedenlere modern futbol gelebilir, ama bize göre oynayabildiğin her futbol modern futboldur.

Kendi bildiğinden çıkıp göz boyama oyun anlayışlarını halı saha maçı yapar edada futbol oynayan adamlara uygulamaya çalışırsan bu olur işte. amını siktiğimin barcelona'sı iyi örnek olmuyor takımlara, benliğimizi de taraftarlığımızı da söktü aldı kalbimizden. hep aynı türkü çınladı kulaklarda; modern futbol. ağzını yüzünü sikim modern futbolun. şişir işte şişir. cem demir salağını çıkar al üstün bilgi'yi, şişir indirsin işte. özcan dağ bu topların adamı özgür de yokken hazır. ama olmaz, ayağa pas. neyse bu beraberlik çok yıprattı beni, yarın çorum deplasmanı var, yenin şunları allah için.


gelelim taraftara. maç başlamak üzereyken 2 tane taş gibi kadın çevik kuvvet görevlisi geldi tayfanın önüne. muzurlukta üstümüze yok ya hemen bağırdık; '' çevik kuvvet arkanı dönseneee, dönseneeee. '' '' çevik kuvvet yanımıza gelseneee, gelseneee.'' '' çevik kuvvet bize verseneeee, verseneee.'' diye. sonra dünyanın en güzeli polisi olan o taş polislerden biri öyle bir yürümeye başladı ki direk kendimi stanley kubrick'in full metal jacket filminin 2. yarısındaki vietnamlı fahişe'nin yürüyüşü ile birlikte nancy sinatra'nın these boots are made for walkin' i dinler ve izler gibi hissettim. ne gaza geldin be çevik kuvvet, yerim o yürüyüşünü. diyerek salvador dali'nin fırça darbesi gibi bir kapanışla yarın ki maça kadar dinlenmeye çekiliyorum.


çorumspor&iskenderun demir çelik, saat 13:30. murat bölükbaş eski takıma karşı :(

20 Kasım 2010 Cumartesi

yozlaşmış müziğe karşı arabesk kültür vol1





Bu adamın her tarafı oktav olsa ne olur? böyle safsatalarla gene yıkanmaya devam ediliyor beyinler. ibrahim tatlıses'ten uzun hava dinlemeye katlanamayanlar, cem adrian efendinin katmerli 7 oktav sesi var saçmalığıyla yanıp tutuşuyor. bu kadar saçmalık olabilir mi? bu nasıl albüm kapağı amına koyim. ya işte böyle albüm kapakları, iki saç stili, kuul tavırlarda iki laf, 15 dakikada yazılmış iki şarkı sözü ile gene genç kızların gönüllerini fethettiniz, tebrikler. sizler yenilikçisiniz bizler geri kafalı, sizler ilericisiniz bizler yobaz. bu adamları idol almaya çalışan küçük ler ayna üzerinden öpüşmeye başlar yakında. herşey mübah gardaşlar, günümüzde böyle sikimsonik işler moda. arabesk ve metal müzik sevdalısıyım diye unfollow ettin, içki masasında cem adrian ile exgörlfirend'ine mesaj atayım mı atmayayım mı ikilemine düştün. bizse o sofralarda katmerli oktav lafları ile değil bu adamlarla, bu albümlerle dertlendik;










daha genişletirim bu efsane şarkıcıların fotoğraflarını ama ilerde derin arabesk incelemesi yapacam ona saklıyorum.

gelelim sözün özüne; türk milleti böyle cem adrian gibi adamları örnek almayı, dinlemeyi ve facebukta paylaşmayı bıraksınlar. biz küçük emrah'ın şarkılarını paylaşsak kan çıkar amına koyim. ama oraya can yücel fotoğrafı koysam ve altına iyi düşün öyle sev şarkısının sözlerini, ceylan'ın zor değil şarkısının sözlerini, selahattin özdemir abimizin hem yaratıyorsun hem unutuyorsun şarkısının sözlerini yazsam like'larsın biliyorum.

böyle sikimsonik albüm kapaklarıyla ilerici tavır sergilemeye çalışan adamlar bizi kandıramazlar, keza katmerli 7 oktav ses palavralarına da kanmayız.lan emrah 5 yaşındayken ne türküler okuyordu aq, ibrahim tatlıses'in sıra gecelerinde attığı ağıtları cem adrian atabilir mi? açın ibrahim tatlıses'in ah keşkem albümünü, a yüzünün 3. şarkısı kimde varı dinleyin de ses nasıl olur duyun.


azer bülbül, selahattin özdemir, bergen, müslüm baba. bu adamlar biz, bizden. cem adrian ise yozlaşmış yabancı hayranı salsa kızlarının yeni oyuncağı. sevmiyorum sizi müzik dilencileri.


cem adrian'ın ismi güzel allah var. ingiltere championship'te oynayan türk futbolcu olsaydı bloglara ne malzeme çıkardı.

ekleme; lan bu cem adrian'ın albümünü alıp arabaya koysam babam eve almaz beni aq.

19 Kasım 2010 Cuma

Top 5: Zamanın Dilenilen Dizileri

 1. Vahşi Güzel

Milagros. İsmi gel önce ya. Genç Rosario rolündeydi. Uruguay'lı forvet gibi lan şuraya bak. Her gün Kanal D'yi açar, halının önünde dizleri çöker izlemeye koyulurdum. Dizi 45 dakika jeneriği 4 dakikaydı. Sırf o jeneriği izlemek için 2 saat önceden hazırlık yapardım oğlum. Kız hem güzeldi hem de futbol oynuyordu ya var mı ötesi? Aydın Yılmaz'dan daha iyi desem keser misin blogun takibini? Tüylerim diken diken ya, yine izledim klibini hatıralar canlandı. Yaz aylarında Akçay'a yazlığa giderdik dilo, her gün evin 100 metre ilerisinde toprak sahada maçımız olurdu mahalleden arkadaşlar, abiler, hatta amcalar. Saat 7 oldu mu başlardık maça. Gel gör ki bu dizi de tam 7'de bitiyordu. Son reklamda gidip ayakkabıları, şortu giyiyor öyle izliyordum geri kalanını maça yetişmek için. Ne futboldan vazgeçebiliyordum ne de Milagros'tan. Bir gün dizi bitti koştura koştura sahaya gittim. 10 dakika geç kalmıştım, maçtakilerden daha çok terledim gelene kadar, tabi maça almadılar beni :( oturup yine izledim yine de. Amcalar demişken, bir de amca vardı ismini unuttum, Rıdvan Dilmen gibi saçları vardı, hep beni takımına alırdı, severdi. Karşı karşıyada affetmeyeceğimi biliyordu, bir de o toprak sahada şık goller attığımda, oovv Avvruppaaiiii Golll diye bağırırdı mk. İşaret parmağımı öper, havaya kaldırırdım ben de golde sonra. Tam anlamıyla dilenciydik o dönemler. Sene 2001-2002 ya, şaka gibi. Şimdi sentetik sahalarda modern futbol ulemalarıyla top oynuyoruz :(

2.Yılan Hikayesi

1999-2002 yılları. O aralar ne yabancı dizi furyası var ne de ülkede izlenecek bi'şey. Aile ne izliyorsa ödevleri yaptıktan sonra biz de oturup izliyoruz :( Gel zaman git zaman diziye Ege Güzeli Eleni giriyor. Köylü Güzelinin şapşallıklarından ve Memoli'nin jölelerinden sıkılmış olan ben, vuruluyorum Ege Güzeli'ne. Ekrana falan çıkınca hipnotize olmuş gibi izliyorum Katerina'yı. Dizi bitince doğru "odama" koşup, çelik - hercai dinliyorum lan. Çok sevdik be abi :(


                                                                                    3. Kara Melek

Sene 1996. İlkokuldayız abicim, olaylara bak. Zil çalınca bahçeye ilk kim çıkacak yarışı yaptığımız dönemler. Star tv ekranları, macera ve dram. Bana ne lan o zaman maceradan, dramdan. Aşk nedir onu da bilmiyoruz ama bu kadını görünce bi'hareketlenme olmuştu bünyede. Her çarşambayı iple çekiyordum ya, triplere bak. Dizi bittikten sonra da hayatımda bir şeyler eksik kalmıştı aşk dilencisi. Ama şunu hiç unutuyorum;

Sen bu hayat oyununda zalim bir yürek
Sen mutluluk masalında kara bir melek :'(



4. Lise Defteri

Sene 2003. Lise dönemleri. Kadrodaki kızlara bakıyorsun efsane o zamanlar kendimizce: Sinem Kobal, Ece Erken, Selin Demiratar, Irmak Atuk, Şebnem Schaffer, Akasya Aslıtürkmen falan filan. Erkek tayfayı saymıyorum beni ilgilendirmiyor ama iyi toplamış Mustafa Altıoklar.

Ekşisözlük selebiritisi x-factor sırf şu sahne için emmy'de dilencilik ödülü olsa kapardı birinciliği;


5. Koçum Benim

Sene 2002. TRT1'de izlediğim tek dizi, ötesi yok. x-factor nba'i izlemeden önce bunu izliyordu biliyorum. Ben ise Ebru Cündübeyoğlu sırf burada diye izlemeye başladım desem? Yasemin Öztürk ve Nehir Erdoğan da cabası :( Yasemin Ergene'den bahsetmiyorum bile dilo. Basketbolu sevdirdi ya milyonlara bu dizi. Daha ne olsun? Eski dizilerden eser yok şimdi :(

yeter artık!





Bu adamın her tarafı futbol olsa ne olur? sikimsonik premier lig analizlerinden bıktık artık. mehmet özkan varken orda sana ne oluyo ki? iki dergi editörlüğü yaptın da iddaacı mı oldun aq. lan 1.10'dan yüksek oranlarda zor maç, bir gol olursa maç çözülür. bu tip maçlarda atan kazanır gibi baldırıçıplak cemilem yorumlar nereye kadar sürecek? sıkıysa karşıyaka maçlarını bil. lan 5 tane maç yorumluyon, favori oranlara göre yorum yapıyon sonra vay efendim top yuvarlak. biz 5 yatırıp 15 alma derdindeyiz kirve, biraz mantıklı yorum yap aq.


neyse herkes iddaacı olmuş zaten bu devirde, gelelim futbol konusuna. be adam! iki tane premier lig maçı hakkında analiz yaptın, eski gollerden iki derleme sundun diye avrupa futbolunun duayeni mi oldun? biz de izledik o maçları, seni kim getiriyo ki oraya. bilmediğimiz birşey söyle bize. her maça aynı yorum, her hafta aynı curcuna. iki tane yabancı teknik direktörü övdün diye ilerici futbol adamı, modern futbolun prensi ilan edildin dilenciler tarafından.



ama serdar ali çelikler çıktı yerli hocaları savundu. körü körüne değil. türk futbolcusu yabancı futbolcu yok, iyi futbolcu kötü futbolcu, iyi teknik direktör var dedi. herkesin aynı şeyi söylediği bu alemde farkını ortaya koydu. ama bunları gören yok. neden? çünkü iki tane yabancı hoca, iki tane corç best ve benzeri adamların hikayesini anlatmayan modern futbol düşmanı. hanginiz çıkıp messi hakkında biraz eğri oturup doğru konuşabildiniz? varsa yoksa, futbolun allahı bilmem ne fiyaskolar. cristiano ronaldo > messi gardaş.



işte böyle mert aydın gibi çakma futbol müdavimi adamlar yüzünden futbola bakış açısı değişti bir nesilin.



Ogan tarhan gibi bir adam varken böyle mert aydın'ların ne işi var ekranlarda, insanlar bu adamları izlemeye nasıl katlanıyor anlamış değilim. ogan tarhan futbol kitabıdır. ama işte ekranlarda barcelona yavşaklığı yapmayanı izlemez oldu artık insanlar. sokayım barcelona'ya, bıktım mert aydın'ın barcelona'yı övmesinden. kötü takım değil tamam, ama bıktık aq.

16 Kasım 2010 Salı

Koyun Gibi Koyun Dolly


Ne diyeyim ben şimdi. Şu surattaki masumiyete bak amınam.

1996'dan önce çalışmalar vardı kopyalamaya dair ama dünya üzerinde o kadar canlı organizma varken bilim insanları kalkıp bi'koyunu yani O'nu kopyalamaya değer buldu. Evet, Dolly'di o. 7 yıl boyunca kimi zaman güzel, kimi zaman çoşkulu, kimi zaman hüzünlü kimi zaman ise duygusal travmatik dönemler geçirdi belki de.

Sabah uyandığımda, sokağa çıktım. Kimse yok benden başka. Sarı yapraklara tekmeler savurdum 7 yıldır yaptığım gibi. Sanki bi'bahçeden koşup çıkacak gibi arkama bakıyordum bugün de. Bi'umuttur yaşamak işte. Hakan Altun gibi hıçkırıklara boğuldum içten içten. Biliyorum dışarıda ağlayamam :( Çok sevdik be abi. Özlüyoruz işte.

Ne diyeyim ki, her sene boğazımda düğümleniyor kelimeler.

Keşke çıkıp şaka desen :(

14 Kasım 2010 Pazar

iskenderun ve gerçek taraftar portresi dayılar.




Salvador dali'nin fırça darbelerinin tam zıttı futbol oynayan şehrimin en büyük takımı iskenderunspor'dan ve iskenderun şehrinden bahsediciğim bugün. sıkı tutunun.

Öncelikle 14 kasım 2010 günü saat 10'da denize girdik aq. var mı böyle bir şey? lan kasım ortasında önce deniz,kumsal, ardından futbol şöleni, daha sonrasında kliması açık lokantada yemek, klimalı kahvede galatasaray maçı izlemek. toplam maliyet 5 tl. böyle bir memleket işte sözün özü.

Şehrin en büyük özelliği araba sayısının 3 katı motor olması. o motorlardan örnek göstereyim, stattan çektim bu fotoğrafı bugün;





bu çekebildiğim, o motorlar stadı çevreliyor, karşıki caddeyi çekmedim bile. siz hesaplayın.


gelelim maça. saat 13.30'da girdik 5 temmuz stadına. amigo bruno zaten muhtemelen statta yatmıştır, hemen başladı bağırmayanı sikerim bah, eri bi fik bağırın amına lan nidalarına başladı zaten. ( buraya yazıp da anlamadığınız kelimeler varsa heyecanlanmayın, onlar arapça). seyircinin ve futbolcuların yüzde 80'i arap zaten. kürt kökenli vatandaşlar da var statta, bildiğin kültür patlaması. üç lisanda edilebilecek tüm küfürleri bir maç esnasından öğrenebilirsiniz. efendime söyleyim maç başladı. maçın ismi iskenderunspor- gaziosmanpaşaspor. sahada topa vurmayı bilen adam yok. pas adına hiçbir şey yok. teknik taktik yok. duran top organizasyonu yok. kafayı kaldırarak futbol oynayan yok. ofsayt taktiği, ofsayta yakalanmamaya çalışan futbolcu yok. kafalarına göre oynuyorlar, artık şanslarına hakem görmezse ofsayttan gol olur mantığıyla galiba. 25 tane falan ofsayt oldu zaten. götüne sok o bayrağı lafı icat olduğundan beri en fazla kullanıldığı günü yaşamıştır. stada maç izlemeye gelen insanların yaş ortalaması 60 falandır, ben ve arkadaşlarım olmasa ortalamayı siz düşünün. kadın yoktu statta. olmasın da zaten, o küfürleri duyunca ben tırsıyorum. bazen off adam harbi yaratıcıymış lan, o nasıl küfür mınakoyim falan diyordum. farzı misal; babanı eşşekler sike, anasının amına bayrak soktuğumun oğlu falan filan. neyse çok küfür duyduk buraya aktarmayalım. ama çok samimi lan, valla. neyse, maça gelen dayılar zaten her hafta aynı yerde. ayakkabı dükkanımı kapattım geldim amın evlatları, oynayın piçler diye bağıran bir dayı vardı solumda. dayı pazar pazar kim ne yapsın senin ayakkabıcı dükkanını, acilen ayakkabıya ihtiyacı olan insan geldi mi dükkanına daha önce dedim. dayı karıştırma orasını dedi. o dayılardan misaller göstereyim;








üstteki fotoğraftaki uzakta olan turunculu amigo bruno. amigoların amigosudur. maç başladı ve yukarda bahsettiğim dilencilere uymayan ama bizim için farketmeyen bu teknik taknik olayı yok sahada. zaten onu bekleyen de yok görüldüğü üzere. işin güzel tarafı şu; dilencilerin pek sikinde olmaz ama lan 2 gün kalmış bayrama. pazara günü, hem de ne pazar. günlük güneşlik, hava süper şehir süper. o dayıların kimi kurbanlık bakacak maçtan sonra, kimi kurbanlığını alacak getirecek. oğlu/kızı bayramlık elbise ister elbise bakacak. avradı ilgi bekler pazar sabahı bi sahil turu attırsın ister beyinden. ama adamlar gerçek futbol taraftarı. senin taraftarlığına laf edecek değilim dilenci ama bu adamlardan büyük futbol taraftarı yok gözümde. lan sen yurt dışına gideyim de rüyalar tiyatrosunda maç izleyeyim diye düşler kurarken adamlar ekmek teknelerinin kepengini kapatıp 3. ligdeki iskenderunspor maçını izlemeye geliyor. onlar öyle klavye üzerinden elitlik yapan adamlar değil harbici taraftar. sahada bok gibi futbol var, hiçbir göze hoş gelen şey yok. ama gönüle hoş gelen taraftarlık ve mücadele var. ne fenerli ne galatasaraylı oradaki adamlar. 1976'tan beri iskenderunspor'un maçını kaçırmadım diyen adam vardı aq. o adamın gördüğü en yüksek lig şuanki bank asya dilenci. gerisi ya amatör ya üçüncü lig ya ikinci lig. ama sen süper lig'e burun kıvır, kasap bunlar yea de. biz bu dayılarla gerçek futbolu tadalım. işte 3. lig buuuu :(

günün en güzel olayı; iskenderunspor üst üste 4 pas yaptı. ben çıldırdım çünkü takım 1-0 geride, dakika 60. kendi yarı sahalarında pas yapıyorlar. bağırdım; rijkaard mısın be hoca. eri bi sura sikerim pasını, al bi uzun şişirsinler amına koyiim diye bağırdım. önümde oturan dişlerinin 3/4'ü olmayan dayı güldü. hahah bu güzel lan dedi. işte bu gerçek taraftar ile dilenci arasındaki farkı resmileştirdi. ben bunu sevdim, benim futbolum bu. zaten çift forvet başlamasa hoca stadı yıkar o dayılar. takım 1-1 berabere kaldı bugün. orada konuştuğum hiçbir dayı; '' bu takımın kadrosu yetersiz, hoca bu işi bilmiyor. kaleci pas yapamıyor, defans geride oyun kuramıyor, takım 33 santimetrede top oynayamıyor'' gibi sikimsonik bahaneler sunmadı puan kaybına. tek bahaneleri; mücadele etmezsen kazanamazsın. çünkü onlara yani bize göre; kaleci kaleciliğini yapacak, defans top kesecek, ortasaha pas atacak, forvet gol atacak. gerisinin amına koyim. işte 3. lig buuuu :(


artık maç 1-1'e geldi, dakika 78 civarı. amigo bruno kafayı yedi, tayfadan ayrıldı bizim tarafa geldi. düdüğünü aldı ağzına ve '' lan amua goduhlarım, lağme bağırın yav, bağırın yav. iskenderunlu değil misiniz yav, sizin çocuklarınız oynuyor '' diyerek göz yaşlarını silmeye başladı. tüm stat bruno'yu alkışladı ayakta. bruno için oyna, iskenderun için oyna...


maç bitti 1-1. herkes dağıldı. kimisi koyun pazarına gitti, kimisi kız arkadaşını çay bahçesine götürmeye, kimisi oğluna bayramlık almaya, kimisi dükkanını açmaya. ama hiçbiri benim/senin gibi bloguna sarılmadı iskenderunspor'u anlatmak için. sözlükleri yok kusmak için. twitter bilmezler elitlik yapmak için. gruplaşma yok, başkana karşı gelmek yok. onların tek istediği saha içi, gerisi umurlarında değil.


yine önemli bir not; önümdeki dişsiz dayının 2 yanında yaşlı bir dayı daha vardı. dayı nörüyon dedim. nöörek yiğen bunlar yüzünden statta ölücük dedi. sonra iskenderunspor'un amatör lig dahil tüm maçlarından derleme sundu. bu sene iki penaltı kullandık ikisini de atamadık, biri kalecinin üzeriğe vurdi, diğeri topa avuta attı ibne dölü dedi. 1990 da da böyleydiler şimdi de böyleler bu sik olmaz bu takımdan dedi. ee dayı ne diye geliyon madem bişe olmaz dedim.


benim hayatım bu, onlarla doğdum onlarla ölecem dedi.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Bu Sene de Bekar Gezelim..


Sen bu sene de popülist gezerken, biz bekar gezeceğiz cici kuş. Zamanında backstreet boys'a dilendin biliyorum. Müzik kültüründen yoksun, patlıcan kollu kızlar sırf bu yumoş çocukları dinliyor diye 56k ile saatlerce şarkılarını indirdiğini de biliyorum.


Ulan şu tiplere bak, bunların neresi arka sokağın çocukları ibiş? 1 gram delikanlılık yok ibnelerde, arka sokaklarda ne arasın lan bunlar. Olsa olsa arka sokaklarda bafilemişlerdir bunları. Ama sen boyband diye tutturdun, okuldan gelir gelmez dinlemeye koyuldun. Hadi itiraf et, Nick Carter'ın saçları gibi de yapmaya çalıştın değil mi? Ulan peki Grup Laçin'in kaküllü ve sempatik üyesi Teoman Dalcı'nın saçlarına niye hiç özenmedin? Mevzu'nun ortasında kalsalar Teoman başkan bu 5 kırığı da siler süpürür tek başına.

Aç youtube'u bak müzikal dilo, bana cevap ver öyle mi değil mi?

Grup Laçin'in halk konserleri performansı > Backstreet totoşlarının büyülü sahne ışıkları altındaki şebeklikleri

Net.

12 Kasım 2010 Cuma

futbolun gerçek yakışıklıları dedik, inandıramadık!









Şimdi gardaş şöyle bir konu var. bu adamlar, oynadıkları ya da oynatamadıkları futbollarla değil, tipleri ile değerlendiriliyorlar. özellikle bir dudağı kız arkadaşının gerdanında, bir dudağı yu wil nivır wolk elon diyen erkek buna sebebiyet ediyor. amına koyim kız arkadaşlarınızı biraz alt lig maçlarına götürün de bizim futbolcularımızı da görsünler. ondan sonra saçma sapan istekler doğuyor, yok efendim sahadaki duruşu yeter, yok efendim ayağa pas yapan defans lazım modern futbolda, yok efendim karısı süper ( sylvia fan de faart), yok efendim sabır, yok sempatik, yok göt deliği büyük. değil gardaş. futbol bu sizin kalıplarınızın çok dışında bir kavram. ulan dünyada kaç milyon kişi futbol oynar, izler. üç beş tane amua goduumun hollandalısı çıkmış futbol asla senin bildiğin gibi değil, biz şunu yapacaz, şunu yapmayan adama yer yok bilmem ne diye diye kadınsı futbol izleyicisi yarattılar. bu kadınsı futbol izleyicisi de stat köşelerinde, atdhe karşısında altın günü yapmaya başladı. muhtemelen en yakışıklı hangisi soruları soruyorlardır birbirlerine. ben size söyleyeyim en yakışıklısı kim;




şu 1; yunus altun. amua 15 golü geçmediği takım mı var? elazığspor'u da mı hatırlatmadın kız arkadaşına?




2. futbolun f sini bilen(oley be bu cümleyi kullandım) herkesin önünde saygıyla eğilmesi gereken, karizma ile yakışıklılığın vücut bulmuş hali levent eriş hocada mı olmaz?






3. konu açılmışken bir yanlışı daha düzelteyim. ali eren'le yıllar yılı kafa buldun, amına koduğumun barsa'lıları birbirleriyle oynaşıp durdu özgürlükçü kesildin. ali eren nasıl tipsiz? harbi anadolu çocugudu ali eren. aq kemikli surat kenan imirzalioğlu olunca salyaların akar, ali eren olunca ıyh, tü kaka. sensin kaka.





4. ümit ozan kazmaz? aq şu deri ceketi giyip somurtsa totti posterleri asarsın arabanın camına. şu saçlara, şu endama baksana. bunu da mı beğenmez kız arkadaşın?




5. mehmet polat. oha mehmet abimize de mi laf edicen dilo? lan galatasaray'da bir golü var, o golden sonraki sevincindeki karizma mı henrik larsson un gollerden sonra dil çıkarması mı dersem larsson saçları dersin biliyorum. ama dön yolundan aq.



6. zenciden başkası kesmez aga dersen bir doz lukunku vereyim. sana da yaranamıyoz lan.





7. peki masum bakışları ve sol ayağındaki karizma ile saha kenarında gönül telimizi titreten zidane murat hacıoğlu?




8. q7 ümit özat? lan amına koyim adriana lima'nın çocuğunun babası şaşı oğlu şaşı jariç ile q7 ümit özat arasındaki sinerjiyi göremedin mi? adriana lima adamdan anlamıyor, sen anlıyorsun değil mi dilenci?





9. eğer burak akdiş'e laf edersen öbür dünyada bile yakanı bırakmam dilenci. burak akdiş > totti+del piero + del piero faulleri + kız torres






10. mustafa özkan? denizli, gençlerbirliğinde hiç mi dikkatini çekmedi karizması?





11. hans somers? hiç mi galatasaray trabzonspor maçına denk gelmedin de bu her erkeğin kıskanacağı adamı görmedin?





12. adnan aybaba? mert aydın yorumlarını dinleyeceğine biraz gerçek futbol muhabbeti dinleseydin görürdün türkiye'de ne cevherler var.