30 Ekim 2010 Cumartesi

Türk Popunun Kralı


Ne Serdar Ortaç gibi 2 nota 1 bestedir ne de Tarkan gibi sürekli sırıtan bi'yüz takınır ekranlarda. Mustafa Sandal'ın 18 yıldır değiştirmediği dans stilinden öte; dağda tepede, kumda denizde taklalarla gönülleri fetheder. Yeri gelir vücut geliştirme şampiyonasına katılır, gururumuz olur biz skinny insanları adına. "ilk spor yapan sanatçı" benim der, inanırız. Zira adam bizden, bizim sınıftan.

Şimdi sen diyeceksin ki Eller Havayacı burjuva, ya doğuş dinlenir mi, çok varoşsun!!!11!bir!1!, şunu söyleyeceğim ben de..

Sana yemin olsun ki anne karnındaki bebeklere Mozart, Bach dinletmeyip, Doğuş'u desibel desibel dinletip çocuğumun gelişimini başlatacağım hayata karşı!

Al bu da benden Doğuş Top 5

1. Gamsız
2. Uyan
3. Ayrılmalıyız
4. Yalancı
5. Sensiz Ne Yaparım

Biliyorum sinirleneceksin ama Doğuş > Murat Boz/Dalkılıç.

nokta...

27 Ekim 2010 Çarşamba

Charles Wayne Gaines


Öncelikle Tim Duncan'ın fundemantilii şöyle yaaaa diye bir cümle kurduysan bu yazının geri kalanını okuma. Biricik Gaines'ime de "bir sefer fade away oyunu bilmiyo yaaa" dersin. söyle kaç yaşındasın dertlerin başındasın? ...

Tam adı; Charles Gaines hücum ribaundu ve basket :(

Efsanevi oyuncu Dino Meneghin'in oglu Andrea Meneghin'ci Avni Küpeli'ye de selamımızı çakalım.
Galatasaray'da oynadıgı sene Ksk deplasmanında sahaya yabancı madde atılmıştı :( (tabi ki oradaydık) Gaines direk alıp o maddeyi geri fırlattı. Ergün sogukkanlılıgı değildi bu... o dakikada benim gözümde ilahlaştı bu adam. "amına koyayyiiiim" diye bastıgı smaçlarda gaza geldiğim kadar başka yerde gaza gelmedim. hücum ribo istatistiklerinde de bir numaraydı. gel post-up ı zayıf falan de şimdi ulema. Arda Vekiloğlu + Mitchell senin Gaines + Burak Sezgin benim... sad but true..

Hadi boşuna okumamış ol sana hayatın anlamını çözdüren istatistik de vereyim dilo;

Burak Sezgin bir maçta 28 rebound alarak Türkiye Ligi'nin rekorunu kırmıştı :( rekor hala onda...

26 Ekim 2010 Salı

İş - Aş - Şemsettin Baş





Yine esprilerle girdik. Gecen ulemalarla Bornova Bld-Trabzon maçındaydık. Trabzon maçı 25 sayıdan 5 sayıya kadar indirdi. 10 saniye vardı ve top Trabzon'daydı :( . Top 2 kez Ersin Görkem'in önünde kaldı 2 boş üçlüğü kaçırdı ve maç Trabzon'a geldi. Biz de ulemayla karar verdik;



Türkiye Basketbol Tarihi'nin gördüğü en kötü 3lükçüleri; 1-Gökhan Üçoklar, 2-Yasemin Horasan, 3-Ersin Görkem :(((

En iyi top 3 yapalim dedik; Harun ve İbo'dan sonra hem fikir oldugumuz tek isim Şemsettin Baş idi :(
inanılmaz değişik serbest atış stili, göbeği, ve seyrek saçlarıyla basketbol tarihinin en iyi 3. 3lükçüsü olma şerefine nail oldu. Şimdi nerede bilmiyoruz :( ulema göreve. bizim guard ibnesi yerine şemsettin oynasa ksk deplasmanında yüzümüz gülerdi. yine kapattık sbt ile.



Bu arada yine bir blog güzellemesi; şemsettin'i savunan vrbica stefanov. naumoski kontenjanından gelip hiç bir iz bırakamamıştı. Ondan evve karşıyaka'da harikalar yaratıyordu. bu daha true.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Serse Cosmi - Italian Job :(


Sözlükte serse cosmi güzellemesi yaptim beyler :( 10bin vuruşluk yazimi toricelli alinitisiyla bitiremedim ama :( yaz bunu bodom.

Onun Adı Şampiyonluk



Coşkun abimiz 12 Aralık 1973 Bayburt doğumlu. doğduğu sıradaki hava durumunu belirtmediğim için kaç unfollow? ama şunu söyleyeyim dilenci, coşkun abimiz, bizim sendikamızın padişahlarındandır. bizim kitabımızda coşkun birdal = şampiyonluk demektir. başarılı olmadığı takım yok desem, kaç tane şampiyonlar ligi şampiyonluğu var diye sorarsın biliyorum. ama gözlerimizin futbol şöleninin maestrolarındandır kendisi.

Bu futbol ilahlarından olan abimiz profesyönelliğe bayburtspor'da geçmiş, hemen ardından daha bıyıkları terlemeden erzurumspor ile süper lig'e çıkmıştır. o zamanlarda 2.lig'den milli takıma çağırılan tek oyuncu olması ile gönlümüzdeki tahtını sağlamlaştırmıştır. pek çok takım değiştirmiştir, ama performansı her daim en yükseklerdedir.

"Kenarda oturmayı kabul edersem niye burada bulunayım? 2.5 sezon Süper Lig'den ayrı kalmıştım. Bu direnç, bu hırs Süper Lig'de oynamanın verdiği hazdan ve içimdeki futbol sevgisinden olsa gerek" 2007 - antalyaspor. tff röportajından kesit.

bahsettiğim adam belki total futbolun gereklerini yapmıyor sana göre, belki ayağa pas yapabilen bir adam değil senin üstün mantalitene göre ama erzurumspor, vestel manisaspor, antalyaspor, eskişehirspor'un ardından diyarbakırspor ile süper lige çıkma sevinci yaşamış bir usta o.

''Profesyonelliğimin ikinci yılında direkt A Milli Takım'a çağrıldım.'' bu sana sıradan bir cümle gibi mi geliyor?

rıdvan'lı fenerbahçe ve toshack'lı beşiktaş zamanında kendisine resmi teklifler gelmişti bu kulüplerden ama gitmedi, gidemedi.

gene tff röportajından bir kesit; '' 12 yıllık profesyonellik yaşamında üzerinde en çok emeği olan teknik direktör kimdir?


Beni futbol dünyasının içine sokan ve söz sahibi yapan insanlardan birincisi Erzurumspor'da teknik direktörlüğümü yapan Sadi Tekelioğlu. Gerçekten üzerimde emeği çoktur. Hikmet Karaman da öyle. İlk Süper Lig deneyimimi onunla yaşadım. Bu arada Denizlispor'da da birlikte çalıştığım bugünkü hocam Yılmaz Vural'ı unutmamak gerek.'' işte beğenmediğiniz hocaların bize sunduğu futbolcular gerçeği. şimdi sen söyle, sen mi hayal dünyasında yaşıyorsun ben mi?

bu da kapanış olsun dilo, durmadan savunduk, coşkun abimizden de desteği aldık; ''Dünya artık tek santrforlu sisteme dönmeye başladı ama ben bir forvet oyuncusu olarak değil, bir futbolsever olarak bu değişimden memnun değilim. Gol girişimlerinin kalabalık biçimde gerçekleştirildiği oyunlar bana daha fazla zevk veriyor. Tek santrforlu oyunlar, golcülerin niteliğini de değiştirdi.''

ağzından bal damlayan bir şampiyonluk makinesinden de duyun tek santrafor, modern futbol anlayışınızın tek çare olmadığı gerçeğini.

biz söylemekten bıktık, sen anlamamakta ısrar ettin; dön yolundan dilenci.

24 Ekim 2010 Pazar

Totem


Geçen hafta Altay-Güngören Belediye maçında AlsancakStadyumundaydık. Bodom-Leventdem-Saunders ( gssözlükten değerli bir abimiz ). Altay ilk yarıyı vasat bir futbolla bitirdi ve ikinci yarı başladı. Ancak ikinci yarıda da istenilen futbol bir türlü gelmiyordu. Dakikalar ilerledikçe heyecanımız artıyor ve stresimiz çoğalıyordu. Ben Leventdem ve Bodom'un ortalarında otururken bir anda hadi totem yapalım yer değiştirelim dediler. Bodom ve Leventdem yerlerinden kalktı, önümden geçerek yeni yerlerine geçtiler. Tam oturdukları anda (evet tam o anda ) Güngören Belediye'nin golü geldi. Bu totemin dibine vurmuş düz taban arkadaşlar yeni yerlerini ısıtamadan, kalkıp eski yerlerine oturdular ama yine de fayda etmedi. Altay maçı 0-1 kaybetti.

Bu hikayeyi anlatmamın sebebi; bu akşam ki derbide de aynı şekilde totem yapmalarını engellemek. Engelleyebilmek için bu iki arkadaşı evime çağırdım. Yerlerinden kalkarlarsa kafalarına odunla vururum. Totem yok, galibiyet var!

22 Ekim 2010 Cuma

Benzema-z Kimse Sana


Pazar günü derbi var biliyoruz tamam. Sen şimdi analizlere dalıp, istatistiklerde boğulmuşsundur tribüncü. Rahatla, gevşe biraz. Futbol asla futbol değildir diyeceksin biliyorum, al işte sana futbol sadece futbol değildir;

Behzat Ç.'miz bi'yanda Ivesa'mız öteki tarafta.

Fark varsa bedduan ilk maçtan yatmak olsun. Haftasonu Bodom iddaa'da çoşsun!

Erdal Güneş - bokstuboks mentumen

Erdal Güneş adamımdı :( dokunulmazlar listesine alacağım da tanımaz simdi bodom diye kendisini tanıtmaya karar verdim.

2008'de merter yüce ile beraber altay ortasahasında harikalar yaratıyordu.

cannavaro erdi (öner) ile beraber takımın görünmez kahramanlarındandı. blog alemlerinde bir ilke imza atıp kendisi hakkında 2 kelam yazmak istedim de bu yazı şekli niye böyle oldu anlamadım. :(

Altay'da top koşturup parlayan her oyuncu gibi onu da diyarbakırspor kaptı :( bu sene de mersin'e transfer olmus. yasin avcı'ya edilen küfürler kendisine edilmez - tribünde alkışlanır. adamımsın erdal abii

orta sahamızın parlayan güneşi :(

21 Ekim 2010 Perşembe

Gareth Bale - Asi Galli


16 temmuz 1989 da, Cardiff yaylalarında dünyaya geldi :( . Sabri gibi total futbola karşı doğdu esprisi yapmayacagım ama tam total futbol için doğmuş diyebiliriz. İnter'le oynanan şampiyonlar ligi finalinde hat-tri... Bana ne lan? Napiyim Gareth Bale'i

Biz küçük kaptan'can Ugur Ucar 76 mac sonra 1 orta açabildi diye sevinen adamlarız. Yanlış anlama ama 2 sezonda kademe yapmasını öğrettik üstüne küçük kaptan yaptik. Serkan Kurtuluş'un Baros'a ortasını 7000 tane bale golune degismem. Yumiyum- Küçük dünyamda mutluyum...

alt liglerin haşarı çocuğu


Bugün sizlere murat bölükbaş'tan bahsedicem. Fenerbahçe altyapısından yetişti, trabzonspor'da profesyönel oldu. ardından adanaspor'a gitti, sakarya'ya gitti ki sakarya'nın süper lige dönmesinde çok büyük payı vardı. elazığ, bolu, altay geçmişi de var kendisinin. ama iskenderun demir çelik'te geçirdiği bir yıl süperdi. takımın yıldızıydı, taraftarın sevgilisiydi. benim de kankamdı. facebook'ta iki kız iki erkek okey oynayıp kızları ayartırdık, idmana izlemeye giderdim karşılıklı paslaşırdık bilmem ne. ama bu sezon yolları ayırdık, kendisi şuan çorumspor'Da gollerine devam ediyor. 09-10 sezonunda iskenderun forması ile 18 gol atmıştı. ama kaptan mehmet öncan ile gruplaşma yaptığı iddiaları nedeniyle yollar ayrıldı.

kendisi en sevdiğim forvet tiplerindendir. inanılmaz hırçın ve asabidir. maç esnasında gözü döner. tekme tokat futbol oynar, rakibi kızdırır, rakip taraftarı deli eder. zaten olayları çok ünlü sakarya geçmişinde. kafa toplarında süperdir. penaltı kaçırmaz. bir sezonda elazığ'a üç gol atmıştı iskenderundayken. sahaların haşarı çocuğudur ama iyi futbolcudur. dilenciler sevmez böyle çirkefliğe varan sert futbolcuları, onlar naif ayağa pas sevdalıları. bizler murat'ı sevdik, rakibi darmaduman etmesini dilendik.

Her maç kapalıya kızlar dolardı, hepsini dizerdi kendisini izlesinler diye. biz de gerekeni yapardık tabi.


çok seviyorduk seni murat be. keşke tekrar dönsen :(

20 Ekim 2010 Çarşamba

türkiye'nin drogbası


Söylemekten dilimizde tüy bitti, hala inandıramadık. kafasından yok yere uydurduğu, anlamsız gülüşler yaratmaya çalıştığı esprileri ile yüklendi dilenciler ona. ama o gollerine devam etti., cevabını sahada, varını yoğunu koyup vücudunun her köşesi ile attığı gollerle cevap verdi.

boş futbolcu dedikleri umut'un istatistikleri;

2003-04 sezonu 24 maç 11 gol,
2004-05 sezonu 36 maç 9 gol,
2005-06 sezonu 36 maç 19 gol (ve bu sezon yanlış hatırlamıyorsam yılın golünü atmıştı, gençlerbirliği'ne uzaktan)

trabzonspor kariyeri;

2006-07 sezonu 42 maç 20 gol,
2007-08 sezonu 40 maç 17 gol,
2008-09 sezonu 37 maç 14 gol,
2009-10 sezonu 41 maç 18 gol.

Umut nasıl saçma forvet lan? çocuk mu kandırıyonuz olum.


Çok üst bir golcü olmayabilir ama çok yeterli bir forvettir kendisi. umut'un isteksiz olduğu maç mı gördün dilenci? çabalamadığı dakika mı gördün? lugano gibi üst düzey defans oyuncusu bile en zorlandığım adam umut demedi mi? daha neyin tantanasını yapıyorsunuz ha! arda, en zorlandığım defans corluka dediginde bloglara sarılmayı biliyordun. biraz da bunun hakkında yazsanıza. ama dilenmek bedava, dalga malzemesi buldunuz kafanızda, bokunu çıkarın, gerçekleri görmeyin.

dilocuğum, canım, bebeğim; umut hangi rakip defansı darmaduman etmedi, oyununu bozmadı? hangi maçta presi bıraktı, hangi zaman diliminde oyundan koptu? sahada basmadık yer bırakmaz, ama eee nasıl kaçırdı olur demi? olmuyor dilenci, belli ki sen de sendikalısın.

nicklas bentner, emile heskey, hırvat eduardo, van pörsi, gignac dilenmene laf etmedik, bari umut'umuza laf etme dilenci.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Bu Haftanın İddaa Kuponları

Bloğun iddaa profu bodom'a inat, tüyolarına zerre bakılmadan yapılan kuponlar alt alta. Tek maçtan yatmanın acı hüznü :(


Bu da bodom'a inat showun resmi;



Şimdi bodom'a sesleniyorum, saygı duy!

house 3x17


En iyi diziler listesinde en yukarılara oynayan house md'nin 3. sezonunun 17 bölümünden akıl almaz bir sahne. duygulanmayan, içlenmeyen bizden değildir.

House anne karnındaki bebeğin alınmasını yoksa annenin öleceğini söyler, ancak çocuk sahibi olmak isteyip olamamış cuddy buna karşı çıkar. ve bebeğe yapılan ameliyat sırasında, anne rahminden elini çıkarıp house'un eline dokunan bebeğin fotoğrafı. yok böyle sahne. ağlicaktım ak.

o minnacık elini yirim senin, ben de çocuk sahibi olmak istiyom lan. spermlerim taze, genlerim kusursuzdur. çocuk sahibi olmak isteyen güzel kızları bekliyorum. arayın beni kızlar.

alın şu maçı


Rijkaard'a değil total futbola karşıyız dedik. hatalarla bizi besleyen rijkaard'a güvenimiz yoktu, ama galatasaray'ın başındaki hocaya karşı çıkmak bize yakışmaz. sahadaki futbolcuların bazıları, servet gibi namussuzluk yapıyorken total nefretimizi tekrar açığa çıkarmak değil niyetimiz. rijkaard'ın hatası yok mu? var, dünya kadar. binlerce defa söyledik, bir daha bu hataları tekrarlamaya gerek yok.

Gelelim gerçek konumuza. Rijkaard takımı çok kötü yönetse de fener deplasmanından galibiyet ile dönerse ağzımızı açmayız. sana göre küçük düşünen insanlar olabiliriz ama kadıköy'den galibiyetle dönmek en büyük isteğimiz. bir galibiyet herşeyi unutturur zaten. rijkaard da galatasaray tarihine gördüğümüz kadarı ile kadıköy galibiyeti ile girebilir zaten.

güvenimizi boşa çıkarmayın, yenin gelin.

unutmayın; canımızdan çok sizleri seviyoruz.

Children of Bodom - Nisan 2011


Bodom seninkiler geliyomuş lan haha.

Kesin gidiyoruz. Sad but true...


HATEBREEEDEEER

17 Ekim 2010 Pazar

Bank Asya 1. Lig'de 8. Hafta: Boluspor 0-2 Denizlispor

Öncelikle herkese selamlar... Bu blogdaki ilk yazım bir maç yazısı olacak ve mümkün mertebe, ama televizyondan ama şahsen izlediğim Bank Asya 1. Lig'den maçlar ile ilgili fikirlerimi paylaşacağım.

8. haftaya kadar gelinen periyodda öncelikle iki takımı incelersek; evsahibi Boluspor bir kaç yıldır kadrosuna belli bir seviyenin üzerine çıkarmış, bu yıl başında da süper lig tecrübesi olan yerliler ve genç yabancılar ile takviyeler yapmış ve üst lige terfi konusunda bir marka olan Levent Eriş'i takımın başına getirilmiş. Denizlispor ise geçen yıl üst ligden tamamen idari olarak yönetimsel zaaflardan bir miktar da olsa kurtulmuş ve Süper Lig’den düştüğü kadronun büyük çoğunluğunu korumuş olarak . Hamza Hamzaoğlu’nun takımın başına geçmesiyle birlikte pozitif bir takım oluşturuldu.

Maça gelirsek; iki takımda 4-4-2'ye yakın bir taktikle çıktı. Bolu'da Burak Akdiş, Denizli'de ise Roberts daha gezenti forvetler olarak rol aldılar. İlk 5 dakika kontrollü geçtikten sonra Bolu evsahibi olduğunu hissettirmeye başladı. Özellikle sürekli kanadını değiştiren, kendisini Karşıyaka ve G.Birliği'nden de hatırlayabileceğimiz Ferhat Kiraz'ın etkili oyunu Denizli savunmasını oldukça zorladı ama Bolu'nun şanssız olması ve Denizlispor'un kalecisi Evren Özyiğit'in iyi bir gününde olması Bolu'yu öne geçmekten alıkoydu. Bu baskı gol getirmeyince, futbolun yazısız kurallarından biri gerçekleşti ve 32. dakikada Emin'in ortasına Youla kafayı vurarak skoru 0-1 yaptı.



Skorun değişmesinden sonra ilk yarının sonuna kadar belki çok tempolu bir süre geçti fakat orta sahalar saydamlaşarak yok oldu adeta. her iki takımın şuursuzca atakları gol olmadı ve ilk yarı bu sonuçla bitti.

İkinci yarı Hamza Hamzaoğlu'ndan beklenen müdahale geldi ve Denizli topu gezdirerek tempoyu bir nebze olsun düşürmeyi sağladı. Ancak Levent Eriş'in takımı arzulu bir şekilde hücum yapmaya devam etti. Ancak kaleci Evren iyiden iyiye kalesinde devleşmeye başladı. 50-70 arası 3 tanesi %100'lük gol olmak üzere pekçok top çıkardı. Sefa ve Yaser hamleleriyle aldığı risk gole dönüşmedi Bolu'nun ve hemen ardından, 72. dakikada bir kontra top ile bu sefer Youla, Emin'e attırdı ve skoru 0-2'ye getirdi.

Maçın geri kalanı ise adeta idareten oynandı ve Bolu mağlubiyeti kabul etmek zorunda kaldı. Denizli ise deplasman karnesinde 4'te 4 yapmış oldu ve zirvede yerini sağlamlaştırdı...

Öne Çıkanlar: Mağlup takımdan Ferhat Kiraz ve Burak Akdiş belki gol atamadılar ama özverili futbollarıyla göze çarptılar. Galip takımdan ise gollerin mimarları Emin ve Youla oldukça başarılıydılar.

Maçın Adamı: Denizli kalecisi Evren Özyiğit, takımının defansının sık olarak yaptığı hatalara ve orta sahanın defansa destek olmamasına rağmen kalesini başarıyla savundu ve takımının 3 puan almasında kilit rolü üstlendi.





Stalker - Tarkovsky



Heralde bu yazıdan sonra toplu bir hareket başlar ve blog kapatılır :(... Stalker değişik bir film ilk izlediğimde "anaa değişik bir havası var" diye takip etmiştim. Sanatsal bir film yani. Zone denilen bir yer var ama metafor olarak kullanılmış. Aslında insanın ruhsal yolculugu falan filan diye de betimlenmiş de---- İNANILMAZ SIKICI desem?

Demirkubuz'ların, Nuri Ceylan'ların ekmeğini yediği film diye de tanımımı yaparım. Hele bir zone'a geçiş sahnesi var ki alın size aşağıda youtube linki, yorumları gördüm inanamadım. (inanılmaz bir geçiş sahnesi kanım dondu, sanata bak ... vs) Abi yanlış anlama ama ben neden bir şey anlayamıyorum lan? Ekşi Sözlük'teki entryleri okuyayim dedim; Ya bir ben anlamadım filmi ya da kimse anlayamadım diyemiyor :(... özetle bu filmi 13 günden önce bitirin; blogun anahtarı sizin. Filmekimi kaçıyor dilo sen oraya biz house izlemeye :(

http://www.youtube.com/watch?v=Rk1PxpZ-hfE&feature=player_embedded

16 Ekim 2010 Cumartesi

sahadaki tanıdık, fatih sarı.


Bugün oynanan göztepe mardinspor maçı için mabed alsancak stadyumundan yerimi almaya koyulmuştum. Lanet olasıca eshotlar yüzünden maçın ilk 25 dakikasına yetişemedim. Stada girip yerimi aldığımda ulema ve loverman levo tayfanın arasında çıldırırken şöyle bir maça bakayım dedim ve direk gözlerim 77 numaralı mardinsporluya yönelti. bir yerden gözüm tanıyordu, bir kan ısınması olmuştu. eve gelince onu iskenderun demir çelik'te oynarken 5 temmuz stadında dilendiğimi öğrendim. bu duyguyu bilir misin dilenci? o kadar kanım ısınmıştı ki ona loverman levo yorum yapsın da görün.

Fatih abimiz 1977 doğumlu, saçlar, boy pos ve oyun anlayışı aynı ayhan akman. sahada basmadık yer bırakmadı. dakika 60 civarı iken sakatlandı ama oyundan çıkmadı. takımı 2-0 malupdu o ara, ama o defanstan top çıkarıp ardından atakları yönlendiriyordu. duran top kazandırıyor, rakibe kart gördürüyordu. oyun mizacı çok sert kendisinin, tekmeye kafa sokmakta korkmuyor. tabi bu laflar sana küfür gibi geliyor ama bizim için futbol şöleni. pas yapan stopere, box to box ortasahaya inat, koca yürek fatih sarı!

Semt Takımı

Alt postta belirttik bugün Gaara ve Bodom'la dilenme günüydü. Göztepe aşkından sonra sıra semtin takımı Bornova Belediye'ye geldi. Alsancak Stadyumundan apar topar çıkıp, Halkapınar Spor Salonuna koştuk. Park yeri, salon girişi gibi sıkıntılar yaşasak da, dedik ya dilenme günümüz diye; bütün engelleri aştık salona sızdık. İçeri girdiğimizde ikinci devrenin başlamasına 1 dakika kalmıştı. O anda girilen maçın ne teknik analizi olur nede takım yerleşkelerinden yola çıkılarak yazı yazılır. Göze çarpan detayları sıralayalım;

- Trabzon tribünü inanılmaz renkli, iyi ki lige çıkmışlar içerde dışarda renkli maçlar oynarlar.
- Trabzon son saniye çabalarına rağmen net kötü takım, Rasic'i çıkar elle tutulcak adamları kalmaz.
- Bornova tribünü bütün bir devre Trabzon tribünüyle dalga geçti. Bazı esprileri komik, bazıları kendilerine güldürcek tarzdaydı.
- Bornova geçen seneden iyi fakat yine de vasat. Murat Kaya gibi bir bombaları var, umarım ellerinde patlamaz.
- Ajlan Kavasoğlu Beko Basketbol Liginde takım çalıştıracak kapasitede bir coach değil.
- MP Trabzonspor Doğan Hakyemez menejerliğinde başarılı olamaz, işler karışacak gibi bugünde sahaya 10 kişi çıktılar.

Göz Göz Göztepe

Bugün blog yazarlarından Gaara ve Bodom'la Alsancak Stadyumundaydık. Uzun zaman olmuştu, sarı ve kırmızının İzmir yakasına dilenmeyeli. Tribünde çok şey değişmemiş, hiç yabancılık çekmedim. Göztepe sahasında Mardinspor'u 3-0' la rahat geçti fakat şu gerçek ki; o oyunla toto 2 gelmez. Göztepe yokları oynarken varolan tek gerçek 4-4-2 ile sonuca gitmesiydi. 2 forvetin nimetlerinden faydalanan Göz Göz görece olarak zayıf rakibi karşısında futbolsuz ama rahat bir şekilde kazandı.


Maçtan önce konuşulması gereken taraftar olmalı bence. Altaylı Gaara ve Karşıyakalı Bodom bile bugün Alsancak Stadı Açık Tribünde Göz Göz çekerken takıldı gözüme. Açık ve kapalı tam uyum içersinde destekledi takımını ve yaklaşık 8000 kişi vardı tribünde. Eğlence ve tezahürat gırlaydı. En manidar tezahürat ise tartışmasız ' Hayatımı Siktin Göztepe ' ydi. İsyan marşını telefona video olarak kaydetmek ise paha biçilemezdi. ( tez vakitte bloğa konacak )

Son olarak İzmir'in güzel Yalı manzarasıyla yazıyı noktalayalım.

All we see & seem is but a dream within a dream



Edgar Poe'dan aforizmayla başladım. Artık takibi bırakmazsın gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var?

Hayatından mutlu musun dino bacyo? Sorum sana :( spormax 2 dk kesildi diye max. paketinin hatrına digiturk'u telefon bombardımanına tuttun hani endüstriyel futbol saks'dı? göztepe maçına bile liverpool ceketiyle gelmişsin :(

Kadıkoy'de galibiyet diye 2 haftadır tivit atıyorum. Maçı kazanalım kendi küçük dünyamda mutlu olacağım. Sen ise geniş vizyonunla yine bana laf sokmaya devam edersin :( ben mutluyum arkadaşım.

Playoff'larda hüsranla dönerken uşak'ta otobus taşlandı - sabaha kadar donuyorduk. İskenderun - Hatay maçında deplasman dönüşü asi nehrine attılar. Soğutucu Serkan'ın döner bıçaklarını alsancak çimler'e gömerken polis anamızı s...du. ama mutluyduk ulan. Murat Menteş deyince şukelayı bastın ben diyince kızma; "YAŞADIM" diyebiliyorum bu yüzden...

Aşağıdaki foto 4 dakikada dolup-boşalabilen Emirates'den değil. Mabed'den :(... 4 dakikada 10 kişi girsin başımla beraber. Ama işte o hapishane'den bozma girişiyle seviyorum stadı. "Hafiften hafiften dipten yüklen göztepeeee" diye bağırmayı seviyorum. "abii aç amına koyim maç başladııııaaaa" diye bağırmadıysan blogu bırak. :( sad but true...



Dilenci Dogmaları #1

- Yılda en fazla 2 kere 200-250 kilometrenin altında deplasmana giden dilenci güruh (hadi bi'tanesi Anadolu'dan İstanbul'a olsun dilo);

Deplase oluyoruz, sonuna kadar susmuyoruz!

- B8 futbolcu mu lan, halısahada maç olsa çağırmam adamı.

Zaten seni de biliyoruz halısahada 20 dakikadan sonra kaleye geçmediğini :(

- Livorno'ya sempati besliyorum ağbi, insanlık onurunu ve devrimcileri temsil eden liman şehri takımı. lucarelli var yea daha n'olsun.

Türkiye'den takımı geçtim 1-2 liman şehri söylesene abisi? yeterince dilendiğinden ulemalarca kapatılan google yok, wiki yok, ekşisözlük vs yok. sori :/

- Rusya'da top mu oynanır o soğukta abi yea?

Ben de biliyorum sıcacık evimden spormax izlemeyi, saat 13.00'daydı değil mi :(

- Takımın kalitesinde şu düstur geçerlidir: Omurga iyi olacak hacı!

Dilenmekten senin omurga arasındaki diskler ne halde peki?

neden dilenci?




Başarının diğer adı Morinho, Ricardo Carvolho'yu gittiği yere götürünce sesini çıkarmazsın, duayen Ziya Doğan - Ayman birlikteliğiyle kafa bulmaya çalışarak kızları tavlamaya çalışırsın. Bu yüzden sevemedim seni dilenci.

15 Ekim 2010 Cuma


Futbol asla sadece futbol değildir deyip şov üzerine şov yapan, barcelona sevdasından, liverpool sevgisinden sporun anlamına kulp takıp türklerin üzerine zehirler boşaltmaya çalışan dilenciler bu habere ne diyecekler çok merak ediyoruz. Size göre bu ülkedeki spor kavgaydı, dövüştü. Liverpool liman işçilerinin posterlerini duvarlarına boya yapan, unicef bayrağı altında messi fotoğraflarını cüzdanından düşürmeyen, adana demirspor'un renklerini dahi bilmeden ağzına sakız eden türk sporu düşmanı dilenciler ingilizce sayfalardan premier ligini takip ededursun, bizlerse altay ile yolumuza devam edelim.

google'a liverpool yazıp çıkan tüm sonuçları sabahlara kadar inceleyeceğine, bir defa altay yazsaydın da gerçek spor ahlakını biraz bu topraklarda arasaydın. karşına şu çıkacaktı dilenci;

http://www.yukselkisenkararsinay.org/ 'tan alıntıdır.

Futbol sadece futbol değildir!
Cumartesi günü bir sendikaya üye olmak isteyen fakat buna izin verilmeyen UPS işçileri için yürüyoruz!


Bu haberi okuyarak nereye ne için yürüdüğümüzü somut maddeler halinde görebilirsiniz.

1- Sendikalı olmak her işçinin, İnsan Hakları Evrensel Bilgirseni'ne göre yasal bir hakkıdır.

2- Bir çok şirket sendikalaşmaya karşı adımlar atmakta, altında çalıştırdığı işçilerini sendikalı olmaması için elinden geleni yapmaktadır.

3- UPS işçileri bir sendikaya üye olduğu için işinden olan onlarca örnek arasında işinden olan bir işçi grubudur.

4- Bu UPS işçileri 5 Mayıs'tan bu yana, yani yaklaşık 5 aydır birçok eylem ile sendikalaşma isteğini belirten, sendikalaştığı için işinden olma durumunu yaşayan bir işçi grubudur.

5- Bizler endüstriyel futbola karşı olduğumuz kadar, kapitalist bir dünyaya da karşı olduğumuzu göstermek ve UPS emekçilerine destek vermek adına Cumartesi 11:30'da Metro Sanayi durağında forma ve atkılarımızla buluşuyoruz.

Basında Eylem
Forza Livorno'nun yanı sıra Halkın Takımı, Beleştepe (Beşiktaş), Tekyumruk (Galatasaray), FenerbahCHE, İstanbul Tayfası, Sakaryaspor taraftarları, İnadina (Bursaspor) ve Boranlar (Kartalspor) grupları Cumartesi günü İstanbul'da yapılacak eyleme katılırken Anadolu ayağında grubumuz YSKA İzmir'den UPS işçilerine destek verecektir.

sol.org.tr
http://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/tribunler-ups-iscileri-icin-bir-ilki-basaracak-haberi-34412

Tümtis Sendikası
http://www.tumtis.org/v1/aciklamadetay.php?id=243

Anadolu Ajansı
http://www.aa.com.tr/tr/tribunler-isciler-icin-birlesiyor-2.html

Radikal Gazetesi
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1021656&Date=01.10.2010&CategoryID=80#

haberx.com
http://www.haberx.com/tribunlerde_rakip_isci_haklarinda_yandaslar%2817,n,10462869,581%29.aspx

Zaman Gazetesi
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1034538&title=tribunler-isciler-icin-birlesiyor

Cumartesi 11:30'da Metro Sanayi durağında forma ve atkılarımızla görüşmek üzere.

12:00'da durak yakınında bulunan UPS merkezi önüne yürünecek ve buradan UPS işçileriyle birlikte KESK'e doğru yürüyüş yapılacaktır.


Evet sayın dilenci; gördüğün gibi sadece livorno kulübü, liman işçileri yapmıyor bunları. tabi altay senin için birşey ifade etmeyebilir, ama bizler bu pazar da görevimizi yerine getirerek ups işçileri kardeşlerimizle dileneceğiz. altay için yağmur altında dileneceğiz. bizim de hedefimiz futbol dilenci, ama senin kalıplaştırıp kurusun diye balkona astığın çamaşır futbol değil, gerçek mücadele, gerçek hücum, gerçek taraftar desteği.

Sana hala ne hissettirdi bilemiyorum bu olay. Ama biz
antitotalist müslümcü'ler olarak tüm insanlığı kucaklamaya çalışmaya devam edeceğiz. seni de bekliyorum bu pazar alsancağa dilenci. belki bize bakış açın değişir.


Büyüyoruz seninle altay'ım. Allahımızsın!

Piskopat yılmaz


1 Haziran 1972 bulgaristan doğumludur yılmaz özlem. yaşı geçmiş, kendisi geçmemiştir hala. emektar futbolcuların başında gelir. Emektar deyince aklına robbie savage, robbie fowler, danny murphy gelenler için sıradan biridir ama bizim için değil. çünkü bizler tarihinde bank asya yüzü görmemiş bucaspor'u şampiyon yapmasını dilendik ondan. o gece bu sene dedik, ilk önce bank asya'ya çıkardı bizi 11 gol atıp, takımın en golcü oyuncusu olarak. sonra bank asya'da piskopat yılmaz diye bağırdık o kornerden bile kaleye vurdu, takımı süper lig'e taşıdı ve görevini son damlasına kadar yerine getirdikten sonra göztepe'ye geçti. biz ona dilendik, o takımı sırtladı. biz pisko, pisko, piskopat yılmaz dedikçe şutlarını çekmeye devam etti. 39 yaşına girdi ama hala biz ona dileniyoruz. neden mi? futbolu o kadar teknik, taktiğe indirdiler ki başarıya ulaşmayı sağlayacak futbolcu sayısı bir elin parmağı kadar kaldı onların mantığına göre. Futbolda agresifliğe yer yok diye futbola yeni bir kalıp yerleştirdiler. pas yap, ayağa pas, öne geçince pas, gerideyken pas diye diye şut çekmeyi unutturdular. Barcelona'nın sabırla pasını değil, hagi'nin ortasahadan kaleye vurmasını seçen birisi olarak oyun anlayışımda pas yapan değil, daha çok şut atan adam ararım. rakibi en iyi şut çekerek açarsın. işte bu nedenle yılmaz özlem başarılı oldu. onun şutlarının payı çok büyüktü bucaspor'un 81 yıllık tarihinin en önemli başarılarında. agresifliği taraftarı da saha içerisindeki takım arkadaşlarını da tetikledi. ama modayı ters düştüm sanırım, taraftarın pek etkisi yok değil mi maçlarda? huuu layan premier lig seyircisini idol almış bireylerden olmadığım için 12. adam etkisine inanırım kusura bakmayın sayın modern futbol dilencileri. Hem futbolun sosyolojisini inceler, biliyorum havasına girersiniz, hem de taraftarın etkisi yok, takımda fundamentel midir her ne boksa ona sahip olan futbolcu olmadan, ayağa pas yapmadan uzun vaadede maç kazanamazsın, modern futbol oynayamazsın dersin, ah sen ne dilencisin sen! Futbolda sertliğe de karşıydın, premier lig'de olsa bile karşı çıkardın değil mi? ben de senin hor gördüğün kahve mantalitesindeyim haberin olsun. Sertlik olmadan futbol olmaz. sen lcd tv'inden, atdhe.com üzerinden güzel futbol dilen, bırak ben de statlarda yağmur altında sert, çekişmeli, dişe diş mücadele dileneyim. Benim dilendiğim futbol pas ve fundamental zırvalığı değil mücadele üzerine olsun, izin var mı? senin spor ahlakına edeyim laflarını duymadım sanma. evet benim spor anlayışım bu. rekabeti seviyorum, ama seni ve barcelona'nı sevemedim özür dilerim :(

bu seferlik burada bırakıyorum dilenci. daha fazla yüklenmeyeceğim üzerine. senin ayağa pası futboluna beni alet etme, ben piskopat yılmaz şutlarını suratıma yemeye bile razıyım.

14 Ekim 2010 Perşembe

Altın Portakal'ın söz sahibi Gaara


İmdb top 250 ulemaları şimdi analiz bekler. Gaara'nın tahminleri %84 doğru çıkacaktır ondan şüphe yok lakin kendini bilmez filmoloji ezbercilerine cevap vermek gerek. Detayları sinema&film üstadı Gaara'nın alimliğine bırakmadan şöyle desem;

Çoğunluk'un istediği oldu!

kelime sihirbazlığında şapka çıkarmazlar mı? :(

by the way;

izlemeniz gereken 555 film > imdb top 250

...

Bu da mı overrated değil lan? Johny Depp (analizli hehe)

Ed wood
dahil oynadığı filmler overrated'in allahı lan. agzını s..m ya olm bu mu lan oyuncu? hele charlie'nin çikolata fabrikası? kanal d'nin 9 kuşağı köpekli filmleri daha eğlenceli değilse blogu da bırakıyorum.

aras bulut iynemli oyuncuysa coni dep ne? demiyeceğim tamam iyi oyuncu da abartmayın lan hasan şaş'ın bile 10bin fanı var bu elemanın 100bin...

sad but true; brad pitt'İn oldugu yerde mehmet günsur'dur ( hadi gene iyisin nokta tespitimi twitter'da RT'lersin...)
Süper toto 2.lig beyaz torba fikstür ve puan durumu. yüce insan x love'dan da genel görünüm hakkında yorum bekliyoruz.

16 Ekim 2010 15:00 GÖZTEPE a.ş. - Mardinspor(şehmus hatırladın demi x love :( )
17 Ekim 2010 15:00 Çankırı bld. - Bandırmaspor (bu bandırma rakip tanımıcak gibi)
17 Ekim 2010 15:00 Adıyamanspor - Çorumspor(murat bölükbaşımız çorum'da)
17 Ekim 2010 15:00 Sarıyer - İSKENDERUN DEMİRÇELİKSPOR (Aslanlaaar)
17 Ekim 2010 15:00 Hacettepe - Beypazarı Şeker spor
17 Ekim 2010 15:00 Akçaabat sebat spor - Turgutluspor(turgutlu alır sbt :( )
17 Ekim 2010 15:00 Körfezspor - Gebzespor
17 Ekim 2010 15:00 Buğsaşspor - Yeni Malatyaspor
17 Ekim 2010 15:00 alanyaspor - Bozüyükspor (sağbekteki kel oynarsa 0-0 biter)


Puan durumu;

1.Bandırmaspor: 6 galibiyet, 1 beraberlik. 19 puan.
2.İSKENDERUN DEMİRÇELİKSPOR: 4 galibiyet, 3 beraberlik. 15 puan.
3.Beypazarı şekerspor: 3 galibiyet, 4 beraberlik. 13 puan.
4.Bozüyükspor: 4 galibiyet, 1 beraberlik, 2 malubiyet. 13 puan.
5.Çorumspor:
4 galibiyet, 1 beraberlik, 2 malubiyet. 13 puan.
6.Göztepe: 3 galibiyet, 3 beraberlik, 1 malubiyet. 12 puan.
7.Hacettepe:
3 galibiyet, 3 beraberlik, 1 malubiyet. 12 puan.
8.Bugsaşspor: 3 galibiyet, 2 beraberlik, 2 malubiyet. 11 puan.
9.Turgutluspor: 3 galibiyet, 1 beraberlik, 3 malubiyet. 10 puan.
10.Çankırı bld.: 2 galibiyet, 2 beraberlik, 3 malubiyet. 8 puan.
11.Alanyaspor:
2 galibiyet, 2 beraberlik, 3 malubiyet. 8 puan.
12.Mardinspor: 2 galibiyet, 1 beraberlik, 4 malubiyet. 7 puan.
13.Körfezspor:
2 galibiyet, 1 beraberlik, 4 malubiyet. 7 puan.
14.Yeni malatyaspor: 2 galibiyet, 1 beraberlik, 4 malubiyet. 7 puan.
15.Adıyamanspor: 1 galibiyet, 2 beraberlik, 4 malubiyet. 5 puan.
16.Gebzespor:
1 galibiyet, 2 beraberlik, 4 malubiyet. 5 puan.
17. Sarıyer: 1 galibiyet, 1 beraberlik, 5 malubiyet. 4 puan.
18.A.Sebatspor: 0 galibiyet, 3 beraberlik, 4 malubiyet. 3 puan.

total değerlendirme; Bandırmaspor 3.lig'den çıktığı takıma sadece 2 takviye ile devam ediyor. düzenlerini bozmadılar. Ama şöyle bir durum söz konusu, bandırmaspor yukarı sıradaki takımlarla hiç oynamadı, aldıkları tek beraberlik evlerinde hacettepe ile. iyi top oynamaya çalışsalar da ne iskenderun ile, ne göztepe ile, ne bozüyük ile ne de beypazarı ile oynadılar. 2. sıradaki iskenderun ise bozüyük'ü evinde 1-0 geçti, göztepe deplasmanından 1-1 ile döndü. 7. haftada iskenderun dç evinde 1-1 berabere kaldı ve hakemin inanılmaz kötü yönetimi taraftarı çıldırttı. gol gene frikikten şamil ünlü'den geldi. ortasahada iki yönlü oynamaya çalışan bu kel şamil, duran topların değişilmezi. böyle bir adam her takıma lazım. örnek olarak yılmaz özlem'i gösterebiliriz, ankaragücü'nde de bucaspor'da da başarısının temel nedenlerinden biriydi duran top hakimiyeti. bu sebeple iskenderun rakiplerine oranla zor maçları çözme açısından bir adım önde. göztepe deplasmanınki ve evinde bozüyük maçında da atılan 1'er golün de duran top organizasyonundan olduğunu hatırlatayım.

şu ligdeki heyecana nasıl ortak olmazsın be dilenci!

Sendika - Haftasonu Programı



16 Ekim - Cumartesi

Göztepe - Mardinspor

Saat: 15:00

ardindan 2 bira çakıyoruz eve gidiyoruz. ertesi gün ise fitbol şenliği

17 Ekim - Pazar

ALTAYIMIZ - Güngören Belediye

Saat: 14:00

sonra bodom kardeşimi dünyanın en iyi midyecisine götürüyorum. oradan gs-ankaragücü'nü izliyoruz. araya 2 manitasal olay sıkıştırırsak iyi. bunun için c.tesi gecesi desem'de ispanyol sinemasına akabiliriz. hanım kızar. sad but true :/

13 Ekim 2010 Çarşamba

dön yolundan

Ne güzel de yaparsınız şovunuzu. Dilencilerin kalbine giden yolu çözmüşsünüz üzerinizdeki livorno forması ile. Arkasında bir de bayrak adam(!) lucarelli yazıyorsa değmeyelim keyfinize. O şapkalarda ve kısık sesle konuşmak değil marifet, marifet; adana demirspor ile övünüp bir maçına gitmemiş olmak(!), kadrosundan lucarelli'den başka futbolcu sayamayacağın, adana demirspor'dan bir futbolcu bile sayamayacağın halde formaları ile dolaşmak(!). Modern futbolu siz bilirsiniz zaten bizler bilmeyiz. ekran karşısında şov yapmak yerine alt liglerde neler olup bitiyor onlarla ilgileniyoruz zaten şova zamanımız yok. alın işte! türk futbolu ile büyümek yerine, sırtında iskenderunspor forması giymek, karşıyaka forması giymek yerine ne olduğu belirsiz, hakkında en ufak bir fikir sahibi bile olmadan, bir marşını bilmeden livorno taraftarı olan ekrandaki kalıp beyinler. bu beyinleri idol alıp, onlar gibi futbolu en basite indirgeyen türk sporu düşmanı nesil. Hiç kusura bakmayın iğrençsiniz şefler. Bu modern senfoni orkestranıza da, livorno formalı şefinize de yer yok alt liglerde.

box to box diye diye ağzınızda tüy bitti, biz hala anlayamadık bu sevdayı. nedir bu sevda? ayhan akman'dan box to box oyuncu mu var türkiye'de? futbolu terimler üzerinden yorumlamaya kalkarak bizi futboldan soğuttunuz teşekkürler.

Entel görünümünüze kanıp omzuna kazağını atmış hıncal uluç'u tersleyecek tipler değiliz biz orkestra şefleri. sizler ütopik, hıncal uluç efsanesi gerçektir.

Futbol Virtiözü - Bodom

Karşim naptin ya, yandaki iddaa bölümünde 4te 4 tutturamadin galiba direk silmişsin hahaha.

Ayrıca üst kısım rijkaard'ı değiştirelim ya şöyle coskun demirbakan'Li elano'Lu bi sey koyalim.:(

12 Ekim 2010 Salı

Guus Hiddink


huus hocamı sağda dokunulmayacaklar listesine aldım. 2 maçla adam satmayın lan. bugun çıkardığı kadro > 2002 wc... hakan balta ile servet dışında tabi, ahah ulan bodom ve ulemayavuz hala ısrarcı mısınız lan bu hakan balta ruhani liderinden? adam beyefendi lan alın stoperiniz sizin olsun. almaguer geri gelsin ulan :/

hiddink=büyük hoca - çirkefleşmeyin :(

joker cihan


Futbol dilencilerinin gereksiz yere yüklendiği bir görev adamı, cihan haspolatlı. Kimler geldi kimler geçti onun olduğu zamanlarda, ama herkez gitti cihan düşmanlığı bitmedi. abdullah ercan'a laf etmeyenlerin, inamoto için underrated, takım kötüydü falan fistan diyenlerin, elvir baliç için yılın transfer diyenlerin, ovidiu petre'den medet umanların cihan düşmanlığı yıllar geçse de bitmedi. onun modern futbola tepki olarak doğduğunu nitelendirerek bizim için övünç kaynağı oluşturdular. cesar prates yollanmıştı, yerine adam alınmamıştı cihan'ın zamanında. ama o ne görev verilirse elinden geleni yaptı. takımın joker'i idi, uğruna total besteler yazılan barcelona deplasmanında golünü atmıştı. yaranamadı, yaranamazdı.

ne inamoto'ya ne petre'ye isyan edilmedi cihan'a edildiği kadar. bu isyanın sebebini ne göre var ne duyan ama bir türlü dinmiyor bu sağanak isyan. ligimiz cihan'ın dünya çapında mevkidaşlarından geçilmiyor da cihan'ı beğenmez olmuşlar. onların istediği ütopik, football managervari, burnu havada futbola inat her zaman cihan ve cihan gibi gerçek galatasaraylı gibi oynamaya çalışan futbolcuları görmek isteriz. modern adı altında bize yutturulmaya çalışılan bir horgörme furyasına kapılmayız. bu ülke futbolunu ve futbolcusunu aşağılamak seni yukarılara çekmez bunu unutma dilenci. günümüz cihan haspoaltlısı mustafa sarp'ı ne annan'a ne bradley'e değişmem. her dilde bir sakız, herkez fm'de beğendiği oyuncuyu galatasaray alırsa almadık kupa bırakmaz zannediyor. gerçek sorunu gören yok. çünkü bu işin ve futbolun kolayı. futbolu sadece kaliteli zannettiğin oyuncularla oynanacağını söyleyenler bizden değildir.

belki dilencilerin dani alves'i değildi o zaman. belki gökhan gönül'ü değildi ama sahada varını yoğunu koyan, maç ayırmadan oynamaya çalışan bir aslandı. ama üzerine bu kadar kötü sözler sarfedilmesini meşrulaştıracak birşey yapmadı cihan. özhan canaydın'a laf edemeyenlerin mazlum'uydu cihan. yanlış transfer politikaları cihan'ın üzerine bırakıldı.





tribüne çağırıldığında gözleri yaşaran cihan haspolatlı'yı ağzınıza sakız ettirmeyiz dilenci.

11 Ekim 2010 Pazartesi

güneyin incisi mehmet kakil


Futboldan sadece ingiltere premier lig'ini izleyerek, onu övüp türk futbolunu aşağılayarak zevk alan futbol dilencileri tabiki kakil abimizi bilmezler. çünkü onlar chicharito diye diye futboldan zevk alan, baroş'tan başka forvet kabul etmeyen modern futbol adı altında beyinlerinin futbol lobları körelmiş futbol dilencileridir.

kimdir bu mehmet kakil;
1 Ocak 1967 antakya doğumludur. bir dönem gazetelerinin güney ekleri futbol başlıkları için fazla uzağa gitmemiş, kakil abimiz sağ olsun muazzam yeteneği ile onlara malzemeyi yeşil sahalarda vermiştir. bizler çok kısa bir süre sarıyer ile ancak süper lig'de oynayabilmiş, geri kalan tüm kariyerini alt liglerde goller atarak, bir bölge insanına umut aşılayarak futboluna devam etmiş kakil abimizi izlerken, shearer hayranları hala premier lig izleyebilme hayallerindeydi. halbuki o alt liglerde ne maçlar oluyordu, ne taraftarlıklar sergileniyordu. ama naparsın! futbolu kalıplaştıran bu insanlar duvarlarına pastel boya ile ''george is the best'' , '' 10 dakika içkiyi bıraktım, hayatımın en kötü dakikalarıydı.'' yaza dursun, onlar showmanliğe devam etsin, biz tff 2.lig'de total futbol karşıtlığı yapmaya devam edelim.

Sözlerimiz ve isyanımız emektar futbolcu denince aklına sadece robbie savage, poul dickov gelenleredir. futbol sadece büyük takımlarla oynanmıyor efendiler. altın portakallarınız sizin olsun iskenderunspor'um benim. ama bazen düşünüyorum da mehmet kakil gibi bir efsane dillere sakız olmadı ve ben onunla büyüdüm. aslında ben şanslıyım. xavi&iniesta endeksli hayatlara müteşekkirim, beni gerçek futbolla baş başa bıraktıkları için.

Faustino Asprilla


11 numara giyerdi desem, marcus münch'e saygi durusunda bulunur musun?
10/10/10 saat 10:10 da hagi için ayaktaydim desem, ben mi romantiğim sen mi?...

neyse asprilla deli koşardı lan 2 saat ursula k.le guin aforizmalarıyla bezelemeyeceğim beyler korkmayın. lan üstteki flamingo yazısını nası yoketcez :( beyler yardım.