Dünyanın en iyi filmi. Ağlattın ibrahim tatlıses

Her izleyişimde tekrar gözlerimi yaşartan, müzik/senaryo/oyunculuk her ne ararsan içinde barındıran inanılmaz bir filmdi mavi mavi. Filmin senaristlerinden biri ve yönetmeni ibrahim tatlıses zaten. şans verilseydi imparatora, pala remzi klibini çekmemiş olsaydı türkiye bir david lynch kazanabilir, mahsun kırmızıgül'ün projelerini dört gözle beklemene gerek kalmazdı.

Filmde ibrahim tatlıses(kerim) dolmuş şöförüdür, hülya avşar(sibel) ise zengin/tiki tayfadan biridir. Kerim saf ve temiz duyguları ile sibel'e aşık olur. Sibelse kerim'i elinde oynatmaya başlar.Kerim'i havuz başı partisine davet eder. bu tiki partisinde kerim delikanlı gibi takılırken, sibel onu odaya götürür. kerim tam sibel'i dudağından öperken/yalarken/kemirirken/yerken perdeler kalkar ve herkes kerim ile dalga geçer. sen kimsin de bu zengin kızı ile aşk yaşayacaksın! deliren ibrahim tatlıses daha sonra tüm herkesi havuza yiter ve ''şimdi gülünsenize, hadi şimdi alay edin'' diye haykırır. bu yetmez, ardından sibel'i köyüne kaçırır. sibel köyden kaçmak için kırk takla atar ama nafile. bu sırada kerim ağzını bile açmaz. ve artık sibel, kerim'e; '' yeter artık, ne yapacaksan yap, ne kadar istiyorsan para da verrim, yeter ki beni bırak'' diye ağlamaya başlar. kerim de sibel'in kolundan tuttuğu gibi dolmuşçuya; '' bu hanımı istanbul'a götür.'' der. ardından bırakın gitsin çalmaya başlar. daha sonra kerim, kasabın kızı ayşe ile nikah masası oturduğunda karşısında sibel'i görür, ancak nikah memuruna evet cevabını yapıştırır, leylim ley çalmaya başlar. aq yazarken ağlıyorum, yok böyle bir film.

lütfen şu güzelliğin hakkını ver dilenci. star wars'u bir yana ayırıyorum, dünyanın en mükemmel filmidir bu. ağlamayan bizden değildir.

o sahneler;